6 Aralık 2016 Salı

Bir blog yazarı olarak arada sırada ben de kendi takip ettiklerimi sizinle paylaşsam fena olmaz diye 
düşündüm.

Eğer başarabilirsem bu paylaşımları fotoğraflar ve söyleşilerle desteklemeye çalışacağım :) Böylece daha sempatik olur diye düşünüyorum.

İlk paylaşımımda Deren Soykan’a ve internet sitesine ( derensoykan.com ) yer vermek istiyorum. Kendisi çok değerli bir arkadaşım olmasının yanı sıra aynı zamanda çiçeği burnunda bir anne ve kendisini takip etme sebeplerimin başında da annelik ve oğlu Ömer’in gelişimi hakkında yazdığı sempatik ve su gibi akıp giden yazılar geliyor. Benim gibi henüz anne olmayan ama ileride olmayı düşünebileceklerin bile hevesle takip edeceklerini düşünüyorum.

Gelelim Deren’le yaptığımız kısa söyleşiye… :)


*Öncelikle seni kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Deren, liseyi Saint Joseph’te okudum, ardından da Galatasaray Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdim. Şu an özel bir şirkette dijital pazarlama sorumlusu olarak çalışıyorum. 2015’te evlendikten hemen sonra, 2016’da Ömer doğdu ve bloggerlık yolculuğum başladı.

*Ömer hakkında yazmaya nasıl karar verdin? Hep aklında “günün birinde böyle bir site açıp çocuğu olan insanlara yardımcı olayım, anne adaylarına yol göstereyim” fikri var mıydı, yoksa Ömer’den sonra mı oluştu?
Aslında benim bir blogum vardı hatta onu bir arkadaşımla uğraştık site haline getirdik ama hiçbir zaman sebat edip sürekli yazı yükleyemedim. O zamanlar daha çok kişisel yazıyordum, doğum iznine çıkınca aklıma anne bebek hakında yazmak geldi. Sonra fark ettim ki insan aslında söyleyecek bir şey olduğunda aradığı konuyu buluyormuş. Anne bebek hakkında yazan bir sürü anne var ama herkesin deneyimi biricik tabii ki, ben de deneyimle bilgiyi bir araya getirmeye çalışıyorum. Bir de açıkçası ben hamile kaldığımda çok tecrübesizdim, araştırdıklarımı bir özet haline getirmek bana da faydalı oldu. Her zaman yazarak düşünmeyi ve sen de biliyorsun liseden gelme bir alışkanlık olarak bilan yapmayı severim :) Yani ben de yazarak öğreniyorum aslında, anne adaylarına yol göstermek çok iddialı olabilir, deneyimlerimi paylaşıyorum diyeyim o yüzden :)

*Aslında bu noktada senin sadece Ömer hakkında yazmadığını da belirtmekte fayda var. Yazdığın ya da yazmaktan hoşlandığın diğer konular neler?
Evet aslında “annelik” ve anneliğe yüklenen rollere biraz kafamı takmış durumdayım :) Ben de iyi bir anne olmaya çalışıyorum ama kime göre iyi, neye göre iyi? Tabii ki kendime göre bir model oluşturmaya çalışıyorum. Hatta en son yazımda “yeni nesil annelik” diye bir akım başlattım :) Şöyle özetliyorum: “Ne mükemmel, ne berbat. Sıfatlardan uzak, kendiyle barışık, özgüveni yüksek.” İş annelik olunca o kadar çok kalıp var ki, saçını süpürge etmek zorundasın ya da hayır çocuğunu özgür yetiştiren mükemmel anne olman lazım. Ona fırsatlar sunuyorum diye çocuğun bütün hafta sonunu kurslarda geçirtenler.. Bu kalıplardan biraz uzaklaşıp insanları rahatlamaya ve çocuklarına sevgi vermeye yöneltmeye çalışıyorum :)  Annelere kendilerine vakit ayırabilecekleri zamanlar yaratmak için öneriler sunuyorum ya da emziriyorum diye demode giyinmek zorunda olmadıklarını göstermek istiyorum. Bir yandan da daha birkaç yazı yükleyebildiğim dijital dünya kategorim var. Bu da mesleğimden uzak kaldığım zamanlar için, kendim için yaptığım bir şey aslında. Dijital dünyada olup bitenleri, moda olan uygulamaları ya da kişileri birazcık da magazinsel bir dille anlatıyorum. :)


*Peki “Ömer şu kadarlık olana kadar yazacağım” diye kendine bir kıstas koydun mu? Yoksa nereye kadar giderse mi diye düşünüyorsun?
Aslında blog yazmak dışında da yapmak istediğim şeyler var, bazı şeyleri konuşarak anlatmak çok daha etkili oluyor ve her zaman instagramın ya da snapchat’in süresi buna yetmiyor, bu nedenle youtube videoları da çekmek hedefim ama henüz gerekli düzeni kuramadım bunun için :) Çocuk ve annelik bitmeyen bir süreç ve aklımda daha yazacağım anlatacağım bir sürü konu var. Anlatmak istediklerim olduğu sürece yazarak ya da konuşarak bir şekilde anlatacağım sanırım :)


*Bu arada Ömer’in kaç aylık olduğunu sormadan da geçmeyelim. :)
Ömer şu an tam 7 buçuk aylık ve yerinde duramayan bir bebek. Kime çekti bilmiyorum :) :)


*Yazılarından ve sosyal hesaplarından da takip ettiğim kadarıyla Ömer’le bol bol geziyorsunuz. Çoğu anne yurtdışı ve yurtiçi gezileri geçtim çocuğunu evden çıkartmıyor/çıkartamıyor siz nasıl başa çıkıyorsunuz? Verebileceğin birkaç kısa tavsiye var mı?
Aslında daha bile çok gezmek istiyoruz :) :)  Bebekle evden çıkmak hakikaten bir iş, o yüzden değil yurtiçi yurtdışı seyahatleri parka bile çıkartmayan anneleri de anlıyorum. Konfor alanından uzaklaşmak istemiyor bazen insan. Ama benim için iyi anne olmak diye bir şey varsa o da Ömer’in farklı ortamlar, farklı insanlar görerek büyümesini sağlamaya çalışmak. Bir iki kez yapsalar ve çocuklarının tepkilerini fark etseler hep yapmak isteyecekler :) Özellikle en son Roma seyahatimizde çocuk gözünde insanların hepsinin aynı olduğunu o kadar güzel gösterdi ki Ömer, giderken Hintlilerin kucağından inmedi, orada gördüğü her milletten insana gülücük dağıttı, özellikle favorisi Çinliler’di sanırım :) Sanırım bebekle gezmekle ilgili verilebilecek en güzel tavsiye, etrafa aldırış etmemek olur. Çünkü çocuk tabii ki sıkılıyor, ağlıyor, acıkıyor, uykusu geliyor. Kendinizi sıkarsanız kendinize de, çocuğa da sıkıntı edersiniz. Biz Pantheon’un yanındaki duvarda bez de değiştirdik, Ömer’in ağlamasını hemen susturamadığımız da oldu ama kendimizi perişan etmedik açıkçası. En önemlisi bu diyebilirim.


*Ömer ile ilgili ve bizimle paylaşmak istediğin bir anın olur muydu?
Anı anlatınca çok komik olmuyor :) :) En son Ömer’in aylık rutin kontrollerini yaptırdığımız hastanede ünlü Doktor Canan Karatay’la karşılaştık. Tabii Ömer yine gülücükler, şımarmalar :) Canan Hanım da bayağı bir ilgilendi sorular sordu bize, Ömer’le de sohbet etti. Şimdi çocuk ne zaman ekmeğe uzansa “Hayır oğlum sen ekmek yiyemezsin, Canan Karatay’la tanıştın” diyoruz :) Biz genelde Ömer’le yemek yedirirken de, onunla oynarken de çok eğleniyoruz, çok gülüyoruz. Sanırım bir tek geceleri uyumazken eğlenmiyoruz :) :) Çocukla eğlendiğin zaman zaten hayat güzelleşiyor. Tanık olmak isteyenleri instagram’a ve snapchat’e beklerim :)


*Son olarak, seni takip edebileceğimiz sosyal medya hesaplarını paylaşarak söyleşimizi sonlandıralım.
Aktif olarak kullandığım snapchat ve instagram hesabım var. Bir de blogum :)
Web sitesi / blog :www.derensoykan.com
Instagram: instagram.com/derensoykan
snapchat: soykanderen

Beni blogunda ağırladığın için çok çoook teşekkür ederimm, söylemek istediğim ne çok şey varmış :)


Ben de bu güzel söyleşi için Deren’e teşekkür ediyorum, pek samimi ve zevkliydi, umuyorum sizler de eğlenmişsinizdir :) Başka bir yazıda görüşmek üzere


Yazıda kullandığım bütün fotoğraflar Deren Soykan'a aittir.

0 yorum:

Yorum Gönder