14 Şubat 2014 Cuma


Eğer yolunuz Vietnam'a düşerse, hele hele bir de Vietnam'ın kuzeyine düşerse kaçırmamanız gereken noktaların başını Ha Long Körfezi (Vịnh Hạ Long) çekiyor. Vịnh Hạ Long, "ejderhanın indiği körfez" anlamına geliyor. Pek çok efsaneye konu olan bu körfezin en bilinen hikayesi ise şöyle:
Vietnam yeni yeni gelişmekteyken bir yandan da istilacılarla mücadele etmektedir. Vietnamlıların zor durumda olduğunu gören Tanrı, onlara yardım etmek amacıyla bir ejderha ailesi gönderir. Ejderhalar ağızlarından pek çok değerli taşı okyanusa püskürtür. Bu taşların hepsi ada ve adacıklara dönüşür ve istilacılara karşı bir duvar örer. Böylelikle savaş kazanılmış olur. Savaştan sonra ejderhalar körfezde kalmaya karar verirler. Anne ejderhanın indiği yere Ha Long, yavrularının indiği yereyse Bái Tử Long ismi verilir.

Şimdilerde körfezde bulunan adacık sayısı 2000 civarında ve yarısını henüz isimlendirilmemiş kayalar oluşturuyor. Zaten körfez de son bir kaç yılda oldukça popüler olmuş.

Gelelim Hanoi'den Ha Long körfezine nasıl ulaştığımıza. İlk yazımda da bahsettiğim üzere, şehirde bulunan Sinh Tourist (pek çok aynı isimli büro var, aslını bulmaya çalışmanız en iyisi bence, adresini ilk yazımda bulabilirsiniz) vasıtasıyla 2 gün, 1 gecelik bir tur ayarladık. Sabah 8 gibi terk ettiğimiz Hanoi'den körfeze kadar uzanan 4 - 4,5 saatlik yolculukta hem rehberimizle, hem de turda bulunanlarla kaynaştık. Gerçekten de çok sempatik bir grupla birlikte 2 gün geçirdik. Özellikle rehberimiz Jacky (ki sonradan gördük ki rehberlerin hemen hepsi kendine bu ismi veriyor) gerçekten de çok sempatik ve şakacıydı. Bize hem Vietnam hem de Ha Long hakkında pek çok bilgi verdi.


Körfeze ulaştığımızda saat 12:30 civarıydı. Öncelikle küçük bir bot vasıtasıyla ana gemiye taşındık. Özellikle 2012'deki bir kaza sonrasında küçük botlarda can yeleği takmak zorunlu hale gelmiş. 


Küçük bottayken can yeleği takmak zorunluydu
Bot, kullanmadığımız zamanlarda bulunduğumuz tekneye bağlıydı

Gemiye varır varmaz hemen odalarımıza yerleştik 


Güzel bir gece geçirdiğimiz tekne

Kamaramızdan körfez manzarası








ve yemek yemek üzere geminin ikinci katında bulunan salona geçtik.
 
Yemek salonu
Noel henüz geçmiş olduğundan hemen her gemide süslemeler mevcuttu.
Yemek konusunda gerçekten de hiçbir sıkıntı çekmedik. Hem çok çeşit vardı, hem de her çeşitten bol bol paylaştırılmıştı. Biz yemeğimizi bitirene kadar geçen sürede (yaklaşık 1 - 1,5 saat), gemi de kayalıkların merkezine vardı.


İlk durak Sürpriz Mağarası idi. Gerçekten de adı gibi sürpriz bir mağaraydı burası. En başta ufak gibi gözükse de içerisinde sakladığı büyük galeri kuşkusuz bu adı almasındaki etken.







Kaplumbağa şeklindeki bu kaya bir nevi dilek taşına dönüşmüş


Mağaranın çıkışından Ha Long manzarası
İkinci durağımız ise Titov Adası'ydı. Bu adada hem ufak bir plaj, hem de tepede bir manzara noktası bulunuyor. Bizim gittiğimiz mevsim itibariyle hava soğuk olduğundan plaj kısmıyla pek ilgilenmedik. Zaten çok da büyük bir plaj değil, yine de yüzen bir iki turist gördük. Tepedeki manzara noktasına ise ulaşması zorlu, fakat ulaştıktan sonra gerçekten de harikulade bir manzara sunuyor. Bu arada merak edenlere, adanın isminin Sovyet Kozmonot German Stepanoviç Titov'dan geliyor. Kendisi uzaya ilk çıkan dördüncü insan. 

Titov adasının tepesindeki manzara noktası
Titov adası
Titov adasının plajından bir kare
Manzara noktasından körfeze bakış
Her ne kadar fazla birşey yapmamışız gibi gözükse de Titov Adası'nı terk ederken saat 17:30'a geliyordu. Sonradan öğrendik ki zaten en geç 18'de tüm turistlerin teknelerine dönme zorunluluğu vardı. Hükümetin getirdiği bu denetlemeye uymamanın ise büyük cezaları varmış.

Körfezde günbatımı

Bu arada teknede, hatta kamaranızda bile olsanız kayıklarıyla gelip size birşeyler satmaya çalışan çok kişi oluyor 

Saat 18:00 - 19:00 arası duş ve dinlenme molası olarak ayrılmıştı. Sonrasında saat 19:00'da ufak çaplı bir yemek dersine katıldık grupça. Sebzeli pirinç rulosu sarmayı öğrendik. Sonrasında sardığımız rulolar bir güzel pişirildi, biz de afiyetle yedik.




Yemekten sonra ise iki aktivite sunuldu, ya karaoke yapabilir, ya da balık tutabilirdik. Ancak balık tutmak için çok da ideal bir mevsimde bulunmadığımızı söylediler. Yine de kimsenin karaoke hevesi olmadığı için bir grup, bambu çubukları ve misinalardan oluşturulmuş oltalarda balık beklemeye başladı.

İçinde bizim de bulunduğumuz bir başka grup ise rehberimiz Jacky ile sohbet etti. Her ne kadar önce "Ha Long'daki tekneler neden sadece beyaz renkte, fotoğraflarda kahverengi gözüküyorlardı hep" diye başlayan muhabbetimiz, sonlara doğru körfezdeki ölümlü kazalara bağlanıp biraz korkutucu bir hâl almış olsa da bilgilendiricydi. Nitekim teknelerin hepsinin beyaza boyanması da hükümetin emriymiş. Her ne kadar rehberin de dediği gibi çok şık durmasa da bana ışığı yansıtması için beyaza boyanması gerekliliği getirilmiş gibi geldi. Bir kere körfezde inanılmaz bir gemi kirliliği var. Hakikaten de tüm tekneler dip dibe. Eh bu kadar karmaşada koyu kahverengi tekneleri görmek özellikle gece karanlığında biraz zor olsa gerek.

Öte yandan körfeze gidince aslında ne yazık ki pek de temiz olmadığını göreceksiniz. Bu kirliliğin baş sebeplerinden biri de tekneler ve yüzen köyler. Her ne kadar rehberimiz durumun abartıldığını, teknelerin kirlilik yapmadığını söylese de ben pek katılamadım açıkcası. Rehberimize göre körfezde öyle pek de kirlilik yok. Asıl problem ana limanın çevresine kurulan pek çok yüksek katlı otele müşteri bulunamaması, herkes Ha Long'a kadar gelince teknede kalmayı tercih edince oteller boş kalıyormuş, bu yüzden devlete para teklif edip teknelerde konaklamayı kaldırmaya çalışıyorlarmış. Tekne sahipleri ise tam tersi haklarının ellerinden alınmaması için hükümete para ödüyorlarmış. Öyle bir çıkmaz varmış.   

Tabii ki bütün gece teknelerden konuşmadık. Rehberlikten, Vietnam'da hayatın nasıl olduğundan da bahsettik. Buna göre eğer Vietnam'da iş sahibi olmak istiyorsanız Ho Chi Minh ya da Hanoi'de üniversiteye gitmiş olmanız gerekiyor, ancak bu durum küçük kasabalardan ya da şehirlerden okumaya gelmek isteyenleri ekonomik olarak zora sokuyor. Nitekim yeni yeni bizdeki gibi kredili sistem getirmişler. Yani üniversite harcamalarınızı devlet karşılıyor, fakat mezun olduktan sonra yavaş yavaş geri ödeme yapmak zorundasınız.  Öte yandan kadınların eve akşam saat 10'dan sonra dönmesinin de Vietnam'da hoş karşılanmadığını öğrendik. 

Tüm bu muhabbetlerden sonra saat 23 gibi yatmaya giderken balık tutan ekibin hâlâ birşey yakalayamamış olduğunu, fakat neredeyse 1 km ötede bulunan bir başka teknedeki turistlerle şakayla karışık atıştıklarını, bayağı balık tuttuklarını söylediklerini işittik :)

Ertesi gün sabah saat 6'da isteyenlere teknenin en üst verandasında yarım saatlik bir Tai Chi eğitimi veriliyordu. Biz uykunun bizi daha dinç yapacağına karar verdiğimiz için Tai Chi'yi atlayıp direkt 6,5'daki kahvaltıya katıldık. Kahvaltı açık büfeydi, isteğe göre yumurtanız da pişirilip getiriliyordu.

Üst veranda
Saat 7 - 7,5 gibi kahvaltımızı bitirip kano gezisine katılmak için bottaki yerlerimizi aldık. Kanolarımızı almak için ıse en yakındaki yüzen köylerden birine gittik.







Yaklaşık 1 saat süren kano gezimiz boyunca canavar ağazı şeklinde bir mağara ve yüzen köyleri yakından görme imkanımız oldu.

 
Yüzen köyden manzaralar





Canavar ağzı mağarası
Rehberimiz


Sonrasında tekrar gemimize dönüp anakaraya doğru demir aldık. Bu sürede de odaları boşalttık. 

Ha Long Limani

Saat 12 gibi teknemizi terk etmiş, öğle yemeği için bir loktanaya geçmekteydik. Bu lokantada da yine yemekler tur fiyatına dahildi.

Saat 13 gibi dönüşe geçtiğimizde herkes yorgunluktan bitap düşmüştü; ama Alman, Avusturalyalı, Çinli, Koreli ve Hintlerden oluşan grubumuzla çok güzel iki gün geçirmiştik.

Bütçe planlamanızda yardımcı olması amacıyla hazırladığım 21 günlük harcama listesini görmek için lütfen tıklayın

2 yorum:

  1. Merhaba güzel kız,
    Sayfana şöyle bir bakayım derken, bir de ne göreyim... Gezmelere gidilmiş hem de benimde sürekli aklımın bir köşesinde olan bir gezi, yazılarını okudum çok güzel detaylı ve akıcı bir anlatım yapmışsın tebrik ederim. Eşinle beraber seyahat etmen, kafanıza göre birilerine bağlı olmadan gezmeniz, benimde çok iyi anlayabildim, muhteşem bir haz. Yazıların henüz tamamlanmamış ama benim nacizhane tavsiyem, isteğim ya da arzum diyeyim, :) ufakta olsa bir bütçe bilgisi paylaşman, bizim yapacağımız plan için süper bir başlangıç olur düşünüyorum. (uçak bilet, oteller, körfez gezisi, yemekler) Sevgiyle ve aşkla kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Denizciler (ya da Denizci ailesi de diyebilirim sanırım :) )

      Öncelikle ilginiz ve yorumunuz için teşekkür ederim. Bu akşam ya da yarın serinin son yazısını da paylaşacağım. Ardından da sizin tavsiyeniz doğrultusunda bir bütçe planı paylaşacağım. Takipte kalın :)

      Bu arada sizin de blogunuzu inceleme fırsatım oldu biraz. En kısa zamanda da ayrıntılı okumayı umuyorum.

      Sevgilerle :)

      Sil