21 Şubat 2014 Cuma

Tam Cốc'da Masalsı Bir Gezi

21 Şubat 2014 Cuma - 2 yorum

29 Aralık da Hanoi'den günübirlik turla Hoa Lư ve Tam Cốc'u ziyaret etmeye gittik. Yine Sinhtourist'i kullanarak gittiğimiz bu gezi de Hanoi - Hoa Lư arası yolculuğumuz otobüsle yaklaşık olarak 3 saat sürdü.


Araya Hanoi'den çıkarken çektiğim 'elektrik ve telefon kabloları karmaşası' adlı fotoğrafımıda ekleyeyim...
Ninh Binh bölgesinde bulunan ilk durağımız Hoa Lư başkent Hanoi'nin 90km güneyinde kalıyor. Hoa Lư 10 ve 11. yüzyıllarda Vietnam'ın başkentiymiş. 300 hektar alana kurulu olan şehirin bir kısmını gezerken krallar ve oğullarına yaptırılmış pek çok pagoda ve bina göreceksiniz.

Çevreyi gezerken bir yandan da etrafta bulunan süslü mandalarla fotoğraf çektirme imkanınız var. Ancak fotoğrafı çektirdikten sonra bir miktar bahşiş bırakmayı unutmayın yoksa haklı olarak sinirleniyorlar. 

Süslü püslü mandacıklardan biri
Öte yandan Hoa Lư'un kapısına adım atar atmaz çevrenizi pek çok fotoğrafçı kadının sardığını ve size biraz zorla, biraz da çaktırmadan sürekli olarak fotoğraflarınızı çektiklerini göreceksiniz. Sonra bu fotoğrafları bastırıp siz tapınakları gezerken yanınıza gelip satmaya çalışıyorlar. Açıkcası biraz can sıkıcı bir durumdu. Ben ki normal şartlarda kendi kamerama bile poz vermeyen insan, istemeden fotoğraflarımın çekilmesine biraz sinirlendim açıkcası. Neyse ki biz çift olduğumuz için pek uğraşmadılar satış konusunda, ancak gözlemlerimden yola çıkarak diyebilirim ki, eğer tek bir erkek olarak tapınakları gezmeye gidecekseniz kazıklanmamak için özel çaba sarf etmeniz gerekiyor, çünkü napıp edip o fotoğrafları ve daha fazlasını size satacaklar. Hatta bütün tur boyunca yakanıza yapışıp her noktada fotoğrafınızı çekecekler, burada katıldığınız turu kaçırma ihtimaliniz var dikkatli olun. Biz fotoğrafçılarla ilgilenmememize rağmen rehberin ilgisizliğinden kayboluyorduk. Daha doğrusu bu fotoğrafçılar yüzünden kaybolmakta olduğunu gördüğümüz, grubumuzda bulunan Pakistanlı bir adama yardım edelim derken biz de kayboluyorduk. Buarada Pakistanlıların Türklere karşı ne kadar sevecen olduğunu, Türkiye'yi kardeş ülke bellediklerini de bizzat görmüş oldum.


Tam Cốc Vietnamca "üç mağara" anlamına geliyor. Nitekim 45 dakikalık kayık geziniz boyunca bu 3 mağarayı da ziyaret edeceksiniz. Aslında bu mağaralar, normal mağaralardan biraz farklı. Bir noktaya kadar girip geri dönmüyorsunuz, bu mağaralar direkt olarak bir noktadan girip diğer noktadan çıkmanızı sağlayan geçitler. Sular hiç yükseliyor mu bilmiyorum, ancak iyi araştırmak lazım, eğer su yükselmesi gibi bir sorun varsa sanıyorum mağaralardan geçmek mümkün olmuyordur.

Hoa Lư'un giriş kapısında fotoğrafçı kızlar turistkeri esir almaya çalışırken



Yaklaşık olarak bir saat tapınakları gezdikten sonra açık büfe öğle yemeği için bir otele götürüldük. Büfede oldukça çok çeşit vardı. Bir saat kadar da yemeklerle oyalandıktan sonra kayık gezisi için Tam Cốc'daki nehir kıyısında sıraya girdik. Her kayığa 2, en fazla 3 kişi bindiriyorlar. Bir de kayığın sürücüsü var tabii ki. Dilerseniz çevrede bulunan otellerden canyeleği kiralanabiliyormuş, ama bize söylenmedi, biz de kiralamadık.


Ilk mağaranın içi


İlk mağaradan çıkarken








İkinci mağaranın girşi


İkincisinden çıkarken


Ve üçüncüsü


En son mağaradan dönüşe geçerken adet olduğu üzere kayıklarında satış yapan Vietnamlılar göreceksiniz. Dilerseniz içecek veya yiyecek birşeyler satın alabilirsiniz.
Tam Cốc'un bir diğer ismiyse "karadaki Ha Long". Fotoğraflardan da dikkat ederseniz Ha Long Körfezi'ndeki gibi etrafa dağılmış küçük küçük, tek başına pek çok kaya ve tepe göreceksiniz.

Tam Coc'daki kayıkçıların bir özelliği de kayıkları ayakları ile de sürmeleri. Ancak ayakla sürüyorlar deyince pedal düşüneyin, bildiğiniz kürekleri ayakları ile çeviriyorlar, oldukça da hızlılar
Nehirde gezinirken yanınızdan pek çok ördek sürüsü geçecek
Tam Cốc gerçekten de görülmeye değer masalsı bir yer. Biz mevsim itibariyle pirinç tarlalarının olmadığı bir zamanda gittiğimiz için etrafı yeşil göremedik. Ancak pirinç mevsiminde giderseniz aşağıdaki gibi güzel bir manzara ile karşılaşmanız olası.

Kaynak için tıklayınız
Kayık gezinizin bitimine doğru büyük ihtimalle kayıkçınız da size birşeyler satmaya çalışacak. Biz birşey satın almak istemedik, çünkü işimize yarayan şeyler değildi; ancak bahşiş bıraktık.

Geziden sonra herkes öğle yemeğini yediğimiz lokantada buluştu. Dileyenler bulunduğumuz köy ve çevresinde 1 saatlik bisiklet turu yapabiliyordu, onlar tura çıkarken biz de lokantada birşeyler içtik. Buarada bize yakın masada oturan ve hallerinden onların da tur arkadaşlarını beklediği belli olan bir Türk aileye kulakmisafiri oldum. Özellikle adamın karısına "Çay yokmuymuş, sordun mu?" demesi beni içten içe güldürdü. Neyse ki Vietnam'da her yerde çay bulmak olası. Bizdeki çay gibi olmasa da en kötü ihtimalle lipton çay bulabiliyorsunuz.

Saat 4 - 4,5'a doğru dönüşe geçilirken biz Hanoi'ye devam etmek yerine Ninh Binh tren istasyonunda indik. Zaten bir gün önce turu ayarlarken mümkünse tren istasyonunda inmek istediğimizi söylemiştik, onlar da sağolsunlar yollarını istasyondan geçirip bizi bıraktılar. Aynı şekilde Ninh Binh - Hue arası tren biletimizi de yine turla birlikte tur bürosundan satın aldık. Yani Hanoi'de istasyona kadar gitmek yerine tur şirketinden de tren biletinizi satın alabilirsiniz.

Treni istasyonuna vardiğimizda trenin gelmesine daha 4 saat vardı. O yüzden vaktimiz büyük bir bölümünü hemen istasyonun karşısındaki sokakta, sağda bulunan Trung Tuyet adlı lokantada geçirdik. Hem çok ekonomikti, hem de inanılmaz büyük porsiyonları vardı. Mesela benim yediğim tavuklu noodle en küçük boy olmasına rağmen kocaman birşey geldi. Ayrıca lokantayı işletenler de çok güzel yüzlüydü, ayrılırken bize ikram olarak bir paket bisküvi bile hediye ettiler (Tam adres: Hoang Hoa Tham 14 numara).


Tren istasyonunun içi. Trenin saati gelene kadar peronlara açılan kapı kilitli kalıyor, tren gelmeden 5dakika önce bir zil çalıyor ve kapı açılıyor. Ama çok endişeye düşerseniz istasyon binasının sağ tarafında bulunan küçük bir geçitten geçerek peronlara çıkabilirsiniz.
Yalnız siz siz olun olabildiğince erken satın almaya bakın tren biletini, yoksa yer kalmıyor. Örneğin biz 4 kişilik yataklı kompartmanda seyahat etmek istiyorduk, ancak sadece 2 tane 6'lı kompartmanda boş yer vardı. Birinde 1. ve 3. seviyedeki yataklarda yer vardı. Diğerinde ise iki yatak da 3. seviyede idi. Biz karşı karşıya olmayı tercih ettiğimiz için 3.seviyedeki yatakları tercih etmiş bulunduk, ancak açıkcası 12 saatlik yolculuk boyunca klastrafobiden gidecektim.

Fotoğraflarda belki tam belli olmuyor, ben abartıyormuşum gibi gözüküyor, ancak bir de üzerimizde çantalarla, ceketlerle uyumak zorunda kalınca trendeki yerimiz oldukça daraldı. Bir ara nefes bile alamadığımı hissettim. Yani tabuta kapatsalar böyle hissederdim herhalde. Yatağa çıkmak bile ayrı dertti, ilk 2 denememde yatağa çıkamadım kendimi çekmeye çalışırken kafamı tavana çarptığım için ki boyum da 1.60'dan fazla değil. Yatakta yatarken su içmek için dirseklerim üzerinde doğrulmam bile mümkün değildi. Her neyse, sonuç olarak ilginç bir deneyim yaşamış olduk.

Eğer biraz elastikseniz daha rahat hareket edebilirsiniz.
Dilerseniz başınızın üzerinde bulunan küçük boşluklara veya açılır kapanır desteğe eşyalarınızı koyabilirsiniz
Sabahleyin koridora bakış


Üçüncü seviyeden kompartman böyle gözüküyor
Üçüncü katın tek avantajı yüklüğün de sizinle aynı seviyede olması. Böylece en azından büyük çantanız varsa oraya tıkabilirsiniz.


Gelelim trenlerin durumuna. Öyle aşırı modern trenler olmasa ve kompartmanlar biraz küçük olsa da yataklar çok rahattı. Sert olsalar da bize çok rahat geldiler. Lokantanın bulunduğu vagona hiç gitmedik, ancak çeşitli saatlerde koridordan minibar geçiyor. Her vagonun girişinde bulunan sıcak su tanklarından dilerseniz sıcak su dolurup noodle falan yeme şansınız var. Tuvaletler ise idare eder. Dikkat ettiğim kadarıyla vagonların bir ucunda alaturka, diğer ucunda alafranga tuvalet bulunuyor. Sabah nasıl uyanacağım diye düşünüyorsanız, ona da çözüm var, bangır bangır uyandırma müziği çalıyor, duyarsınız diye düşünüyorum :)


Akşam 21:15 gibi bildiğimiz trenden sabah 9:15 gibi inmemiz gerekiyordu, ancak tren rötar yapınca yaklaşık olarak saat 10:30 gibi vardık Hue'ye. Her vagonun başında bulunan görevliye veya vagonlarda asılı bulunan saat/durak tabelalarına bakarak nereye geldiğinizi anlamaya çalışabilirsiniz, çünkü anonsları anlamak imkansız geldi bize ve İngilizce anons etmiyorlar.
Hue'de trenden indiğimizde
Hue'de trenden indiğimizde

Bütçe planlamanızda yardımcı olması amacıyla hazırladığım 21 günlük harcama listesini görmek için lütfen tıklayın

İyi yolcuklar :)

2 yorum:

  1. Caniim ne guzel anlatmışsın. Bugun bir kez daha okudum.Ellerine sağlık. Sevgiler size..

    YanıtlaSil