29 Aralık da Hanoi'den günübirlik
turla Hoa Lư ve Tam Cốc'u
ziyaret etmeye gittik. Yine Sinhtourist'i kullanarak gittiğimiz bu gezi de
Hanoi- Hoa Lư arası
yolculuğumuz otobüsle yaklaşık olarak 3 saat sürdü.
Araya Hanoi'den çıkarken çektiğim 'elektrik ve telefon kabloları karmaşası' adlı fotoğrafımıda ekleyeyim...
Ninh Binh bölgesinde bulunan ilk durağımız Hoa Lư başkent
Hanoi'nin 90km güneyinde kalıyor. Hoa
Lư 10 ve 11. yüzyıllarda Vietnam'ın başkentiymiş. 300 hektar alana kurulu
olan şehirin bir kısmını gezerken krallar ve oğullarına yaptırılmış pek çok
pagoda ve bina göreceksiniz.
Çevreyi
gezerken bir yandan da etrafta bulunan süslü mandalarla fotoğraf çektirme
imkanınız var. Ancak fotoğrafı çektirdikten sonra bir miktar bahşiş bırakmayı
unutmayın yoksa haklı olarak sinirleniyorlar.
Süslü püslü mandacıklardan biri
Öte yandan Hoa Lư'un kapısına adım atar atmaz çevrenizi pek çok
fotoğrafçı kadının sardığını ve size biraz zorla, biraz da çaktırmadan sürekli
olarak fotoğraflarınızı çektiklerini göreceksiniz. Sonra bu fotoğrafları
bastırıp siz tapınakları gezerken yanınıza gelip satmaya çalışıyorlar. Açıkcası
biraz can sıkıcı bir durumdu. Ben ki normal şartlarda kendi kamerama bile poz
vermeyen insan, istemeden fotoğraflarımın çekilmesine biraz sinirlendim
açıkcası. Neyse ki biz çift olduğumuz için pek uğraşmadılar satış konusunda,
ancak gözlemlerimden yola çıkarak diyebilirim ki, eğer tek bir erkek olarak
tapınakları gezmeye gidecekseniz kazıklanmamak için özel çaba sarf etmeniz
gerekiyor, çünkü napıp edip o fotoğrafları ve daha fazlasını size satacaklar.
Hatta bütün tur boyunca yakanıza yapışıp her noktada fotoğrafınızı çekecekler,
burada katıldığınız turu kaçırma ihtimaliniz var dikkatli olun. Biz
fotoğrafçılarla ilgilenmememize rağmen rehberin ilgisizliğinden kayboluyorduk.
Daha doğrusu bu fotoğrafçılar yüzünden kaybolmakta olduğunu gördüğümüz,
grubumuzda bulunan Pakistanlı bir adama yardım edelim derken biz de
kayboluyorduk. Buarada Pakistanlıların Türklere karşı ne kadar sevecen
olduğunu, Türkiye'yi kardeş ülke bellediklerini de bizzat görmüş oldum.
Tam Cốc Vietnamca "üç mağara" anlamına geliyor. Nitekim 45
dakikalık kayık geziniz boyunca bu 3 mağarayı da ziyaret edeceksiniz. Aslında
bu mağaralar, normal mağaralardan biraz farklı. Bir noktaya kadar girip geri
dönmüyorsunuz, bu mağaralar direkt olarak bir noktadan girip diğer noktadan
çıkmanızı sağlayan geçitler. Sular hiç yükseliyor mu bilmiyorum, ancak iyi
araştırmak lazım, eğer su yükselmesi gibi bir sorun varsa sanıyorum
mağaralardan geçmek mümkün olmuyordur.
Hoa Lư'un giriş kapısında fotoğrafçı kızlar turistkeri esir almaya çalışırken
Yaklaşık
olarak bir saat tapınakları gezdikten sonra açık büfe öğle yemeği için bir
otele götürüldük. Büfede oldukça çok çeşit vardı. Bir saat kadar da yemeklerle
oyalandıktan sonra kayık gezisi için Tam Cốc'daki
nehir kıyısında sıraya girdik. Her kayığa 2, en fazla 3 kişi bindiriyorlar. Bir
de kayığın sürücüsü var tabii ki. Dilerseniz çevrede bulunan otellerden
canyeleği kiralanabiliyormuş, ama bize söylenmedi, biz de kiralamadık.
Ilk mağaranın içi
İlk mağaradan çıkarken
İkinci mağaranın girşi
İkincisinden çıkarken
Ve üçüncüsü
En son mağaradan dönüşe geçerken adet olduğu üzere kayıklarında satış yapan Vietnamlılar göreceksiniz. Dilerseniz içecek veya yiyecek birşeyler satın alabilirsiniz.
Tam Cốc'un bir diğer ismiyse "karadaki Ha Long". Fotoğraflardan
da dikkat ederseniz Ha Long Körfezi'ndeki gibi etrafa dağılmış küçük küçük, tek
başına pek çok kaya ve tepe göreceksiniz.
Tam Coc'daki kayıkçıların bir özelliği de kayıkları ayakları ile de sürmeleri. Ancak ayakla sürüyorlar deyince pedal düşüneyin, bildiğiniz kürekleri ayakları ile çeviriyorlar, oldukça da hızlılar
Nehirde gezinirken yanınızdan pek çok ördek sürüsü geçecek
Tam Cốc gerçekten de görülmeye değer masalsı bir yer. Biz mevsim
itibariyle pirinç tarlalarının olmadığı bir zamanda gittiğimiz için etrafı
yeşil göremedik. Ancak pirinç mevsiminde giderseniz aşağıdaki gibi güzel bir
manzara ile karşılaşmanız olası.
Kayık gezinizin bitimine doğru büyük ihtimalle kayıkçınız da size
birşeyler satmaya çalışacak. Biz birşey satın almak istemedik, çünkü işimize
yarayan şeyler değildi; ancak bahşiş bıraktık.
Geziden sonra herkes öğle yemeğini yediğimiz lokantada buluştu.
Dileyenler bulunduğumuz köy ve çevresinde 1 saatlik bisiklet turu yapabiliyordu,
onlar tura çıkarken biz de lokantada birşeyler içtik. Buarada bize yakın masada
oturan ve hallerinden onların da tur arkadaşlarını beklediği belli olan bir
Türk aileye kulakmisafiri oldum. Özellikle adamın karısına "Çay yokmuymuş,
sordun mu?" demesi beni içten içe güldürdü. Neyse ki Vietnam'da her yerde
çay bulmak olası. Bizdeki çay gibi olmasa da en kötü ihtimalle lipton çay
bulabiliyorsunuz.
Saat 4 - 4,5'a doğru dönüşe geçilirken biz Hanoi'ye devam etmek yerine
Ninh Binh tren istasyonunda indik. Zaten bir gün önce turu ayarlarken mümkünse
tren istasyonunda inmek istediğimizi söylemiştik, onlar da sağolsunlar
yollarını istasyondan geçirip bizi bıraktılar. Aynı şekilde Ninh Binh - Hue
arası tren biletimizi de yine turla birlikte tur bürosundan satın aldık. Yani
Hanoi'de istasyona kadar gitmek yerine tur şirketinden de tren biletinizi satın
alabilirsiniz.
Treni istasyonuna vardiğimizda trenin gelmesine daha 4 saat vardı. O yüzden vaktimiz büyük bir bölümünü hemen istasyonun karşısındaki sokakta, sağda bulunan Trung Tuyet adlı lokantada geçirdik. Hem çok ekonomikti, hem de inanılmaz büyük porsiyonları vardı. Mesela benim yediğim tavuklu noodle en küçük boy olmasına rağmen kocaman birşey geldi. Ayrıca lokantayı işletenler de çok güzel yüzlüydü, ayrılırken bize ikram olarak bir paket bisküvi bile hediye ettiler (Tam adres: Hoang Hoa Tham 14 numara).
Tren istasyonunun içi. Trenin saati gelene kadar peronlara açılan kapı kilitli kalıyor, tren gelmeden 5dakika önce bir zil çalıyor ve kapı açılıyor. Ama çok endişeye düşerseniz istasyon binasının sağ tarafında bulunan küçük bir geçitten geçerek peronlara çıkabilirsiniz.
Yalnız siz siz olun olabildiğince erken satın almaya bakın tren
biletini, yoksa yer kalmıyor. Örneğin biz 4 kişilik yataklı kompartmanda
seyahat etmek istiyorduk, ancak sadece 2 tane 6'lı kompartmanda boş yer vardı.
Birinde 1. ve 3. seviyedeki yataklarda yer vardı. Diğerinde ise iki yatak da 3.
seviyede idi. Biz karşı karşıya olmayı tercih ettiğimiz için 3.seviyedeki
yatakları tercih etmiş bulunduk, ancak açıkcası 12 saatlik yolculuk boyunca
klastrafobiden gidecektim.
Fotoğraflarda belki tam belli olmuyor, ben abartıyormuşum gibi gözüküyor,
ancak bir de üzerimizde çantalarla, ceketlerle uyumak zorunda kalınca trendeki
yerimiz oldukça daraldı. Bir ara nefes bile alamadığımı hissettim. Yani tabuta
kapatsalar böyle hissederdim herhalde. Yatağa çıkmak bile ayrı dertti, ilk 2
denememde yatağa çıkamadım kendimi çekmeye çalışırken kafamı tavana çarptığım
için ki boyum da 1.60'dan fazla değil. Yatakta yatarken su içmek için
dirseklerim üzerinde doğrulmam bile mümkün değildi. Her neyse, sonuç olarak
ilginç bir deneyim yaşamış olduk.
Eğer biraz elastikseniz daha rahat hareket edebilirsiniz.
Dilerseniz başınızın üzerinde bulunan küçük boşluklara veya açılır kapanır desteğe eşyalarınızı koyabilirsiniz
Sabahleyin koridora bakış
Üçüncü seviyeden kompartman böyle gözüküyor
Üçüncü katın tek avantajı yüklüğün de sizinle aynı seviyede olması. Böylece en azından büyük çantanız varsa oraya tıkabilirsiniz.
Gelelim trenlerin durumuna. Öyle aşırı modern trenler olmasa ve
kompartmanlar biraz küçük olsa da yataklar çok rahattı. Sert olsalar da bize
çok rahat geldiler. Lokantanın bulunduğu vagona hiç gitmedik, ancak çeşitli
saatlerde koridordan minibar geçiyor. Her vagonun girişinde bulunan sıcak su
tanklarından dilerseniz sıcak su dolurup noodle falan yeme şansınız var.
Tuvaletler ise idare eder. Dikkat ettiğim kadarıyla vagonların bir ucunda
alaturka, diğer ucunda alafranga tuvalet bulunuyor. Sabah nasıl uyanacağım diye
düşünüyorsanız, ona da çözüm var, bangır bangır uyandırma müziği çalıyor,
duyarsınız diye düşünüyorum :)
Akşam
21:15 gibi bildiğimiz trenden sabah 9:15 gibi inmemiz gerekiyordu, ancak tren
rötar yapınca yaklaşık olarak saat 10:30 gibi vardık Hue'ye. Her vagonun
başında bulunan görevliye veya vagonlarda asılı bulunan saat/durak tabelalarına
bakarak nereye geldiğinizi anlamaya çalışabilirsiniz, çünkü anonsları anlamak
imkansız geldi bize ve İngilizce anons etmiyorlar.
Hue'de trenden indiğimizde
Hue'de trenden indiğimizde
Bütçe planlamanızda yardımcı olması amacıyla hazırladığım 21 günlük harcama listesini görmek için lütfen tıklayın.
* Haritaya yakınlaşmak için farenizin sol tuşunu, uzaklaşmak için ise sağ tuşunu kullanınız.
* Her yerimi, o şehirle/ülkeyle ilgili bir yazıma bağlı. Yazıya ulaşmak için ime tıklayınca çıkan adresi kopyalayıp tarayıcınıza yapıştırmanız yeterli.
* Gezi üzerine olmayan yazılarıma ulaşmak için (örneğin konserler ve hobi yazıları) lütfen arama kutucuğunu ve üst barda bulunan 'sayfalar'ı kullanın.
İyi okumalar :)
TAKIPTE KALIN !
Dilerseniz, İpek's Photoblog'u Facebook ya da Instagram sayfalarından da takip edebilirsiniz. Sayfalara ulaşmak için ikonlara tıklamanız yeterli :)
Caniim ne guzel anlatmışsın. Bugun bir kez daha okudum.Ellerine sağlık. Sevgiler size..
YanıtlaSilçok tesekkür ederim teyzecim :)
SilSevgiler,