Geçen gün Dondurucu Soğukta Montreux, Chillon, Yvoire başlıklı yazımı kaleme alırken fark ettim ki Yvoire’a yaptığım ilk gezi hakkında bir yazı yayımlamamışım. Düşündüm ki, dondurucu soğuk, kar ve buz altındayken pek cazip gözükmeyen bu ortaçağ kasabasına gaddarca davranmamalı ve hava güzelken ne kadar hoş bir yer olduğunu da paylaşmaşmalı. Bu amaçla, aklımda kaldığı kadarıyla Nisan 2009’da ESN grubu tarafından düzenlenen geziyi sizlere aktaracağım.
Yvoire, Leman Gölü’nün Fransa tarafında kalıyor. Yani bir Fransız
kasabası.
Moda’dan bile küçük olan Yvoire’ı gezmek ve görmek uzun sürmemesine rağmen, gezimiz sıkıcı değil, oldukça eğlenceli geçti. Yandan çarklı göl teknesi ile ulaştığımız Yvoire’da ilk önce göl kıyısındaki çimenlikte mola verip piknik yaptık.
Sonrasında ise “saklı bahçe” isimli tüm duyularınıza hitap eden ufak çaplı bir labirent bahçeyi gezdik. Elbette belki de çiçekler biraz daha yeşermişken bu bahçeyi gezmek daha hoş olabilirdi :) Yine de oldukça güzeldi.
Dediğim gibi bu bahçe tüm duyularınıza hitap ediyor. İçerisinde 5 küçük bahçe bulunan bu büyük alandaki bahçelerin birinde rengarenk çiçekleri görebilir ve görme duyunuzu tatmin edebilir;
Pek çok otu koklayıp, koklama duyunuza ziyafet çektirebilir,
Bahçelerin kesişimde bulunan küçük avludaki kuşları dinleyip, duyma duyunuzu test edebilir,
Pürüzlü çiçeklere ve bitkilere dokunup, dokuları hissedebilir,
Ya da bahçede bulunan(!) meyveleri tadabilirsiniz. Tabii mevsimine göre, biz gittiğimizde meyve falan yoktu ne yazık ki.
Bir de bu bahçe sayesinde ilk defa absithe bitkisini görmüş oldum. Hehe :)
Bahçe gezimiz sonrasında “Leman gölüne bir de Fransa’dan bakalım” dedik ve göl kıyısına indik.
Kısa göl denetiminin ardından şehrin küçük meydanına doğru yola koyulduk ve gördük ki meydan da ortaçağdan kalma günler yaşanıyor, meğerse şehirde ortaçağ kutlamaları varmış. Danslara eşlik etmedik tabii; ancak fotoğraf çekmekten de geri durmadık.
Ve Yvoire’dan son bir kare:
Not: Yvoire'la ilgili bir başka yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Yvoire, Leman Gölü’nün Fransa tarafında kalıyor. Yani bir Fransız
kasabası.
Moda’dan bile küçük olan Yvoire’ı gezmek ve görmek uzun sürmemesine rağmen, gezimiz sıkıcı değil, oldukça eğlenceli geçti. Yandan çarklı göl teknesi ile ulaştığımız Yvoire’da ilk önce göl kıyısındaki çimenlikte mola verip piknik yaptık.
Sonrasında ise “saklı bahçe” isimli tüm duyularınıza hitap eden ufak çaplı bir labirent bahçeyi gezdik. Elbette belki de çiçekler biraz daha yeşermişken bu bahçeyi gezmek daha hoş olabilirdi :) Yine de oldukça güzeldi.
Dediğim gibi bu bahçe tüm duyularınıza hitap ediyor. İçerisinde 5 küçük bahçe bulunan bu büyük alandaki bahçelerin birinde rengarenk çiçekleri görebilir ve görme duyunuzu tatmin edebilir;
Pek çok otu koklayıp, koklama duyunuza ziyafet çektirebilir,
Bahçelerin kesişimde bulunan küçük avludaki kuşları dinleyip, duyma duyunuzu test edebilir,
Pürüzlü çiçeklere ve bitkilere dokunup, dokuları hissedebilir,
Ya da bahçede bulunan(!) meyveleri tadabilirsiniz. Tabii mevsimine göre, biz gittiğimizde meyve falan yoktu ne yazık ki.
Bir de bu bahçe sayesinde ilk defa absithe bitkisini görmüş oldum. Hehe :)
Bahçe gezimiz sonrasında “Leman gölüne bir de Fransa’dan bakalım” dedik ve göl kıyısına indik.
Kısa göl denetiminin ardından şehrin küçük meydanına doğru yola koyulduk ve gördük ki meydan da ortaçağdan kalma günler yaşanıyor, meğerse şehirde ortaçağ kutlamaları varmış. Danslara eşlik etmedik tabii; ancak fotoğraf çekmekten de geri durmadık.
Ve Yvoire’dan son bir kare:
Not: Yvoire'la ilgili bir başka yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Kayıtlar
mayis 2013'te gittim ve ne kadar mükemmel bir kasaba olduguna sahit oldum. hekeki yedigim fillet de pesch sahaneydi. mutlaka görülmesi gerekli bir yer oldugunu düsünüyorum.
YanıtlaSilYorumunuzla yaptıgınız katkı için teşekkür ederim :)
Sil