8 Şubat 2012 Çarşamba



Yaklaşık olarak aralık ayından beri bu köpek hakkında yazmayı düşünüyordum; fakat yıl sonunun getirdiği yoğunluktan olsa gerek bir türlü başlayamadım yazılarıma. Üstelik üzerine uzun uzun karalayabileceğim bir şey de değil.

Kendisini ilk gördüğüm zaman, oldukça ilginç gelmişti otobüste köpek
besleme fikri. Daha doğrusu onu bir muavin gibi sürekli otobüste taşıma fikri. Fakat aradan geçen sürede bu duruma oldukça alıştım. Zaten her geçen gün dünyada alışılamayacak hiçbirşey olmadığı fikrine daha çok ısınıyorum.

Adeta bir koyunu andıran bu köpeğin bir ismi var mı, bilmiyorum, muhtemelen vardır. Kendisi büyük ihtimalle şöförün köpeği ya da onun sokakta bulduğu bir köpek falan. Pek çok kez kendisini 44 numaralı otobüste gördüm. Hiç sesi çıkmıyor, sessiz sakin bir oyana bir bu yana sallana sallana seyahat ediyor.

Uzun zamandır otobüste vakit geçiyor olacak ki, refleksleri bile otomatiğe bağlamış. Normalde hep ön kapıdan dışarıyı seyrediyor; fakat ne zaman şöför duruyor, ya da herhangi bir kişi inmek için düğmeye basıyor (düğmeye basılınca ses çıkıyor) anında şöförün yanınadaki boşluğa geçip sakin sakin inenleri ve binenleri bekliyor.

Tek sorununun temizlik olduğunu düşünüyorum. Çünkü mantık şartları altında beyaz olduğunu düşündüğüm bu köpekcik her geçen gün biraz daha ton değiştirip siyaha yaklaşıyor. :)

0 yorum:

Yorum Gönder