11 Nisan 2017 Salı


Geçtiğimiz hafta sonuna doğru bir seminer için Jyväskylä’daydık (bu arada belirteyim yüvesküle gibi okunuyor şehrin adı :) ). Cuma gibi gittiğimiz için Cumartesi gününü de burada geçirip ondan sonra Helsinki’ye geri dönelim diye düşündük.

Elbette ki Jyväskylä da diğer pek çok Finlandiya şehri gibi oldukça küçük bir yer ve yapacak çok fazla aktivite yok, ancak aynı zamanda bir öğrenci şehri olduğu için bazı artıları da vardı. Örneğin gördüğümüz kadarıyla lokantalar saat 23.00’ten önce kapanmıyordu, oysa Helsinki’de bile saat 21.00-22.00 olunca çoğu lokanta kapanıyor. Ancak ne yazık ki böylesine küçük ve öğrencilere hitap eden bir şehir için açıkçası biraz pahalı bulduk Jyväskylä’yı. Merkezde bir yerlerde kalmak istiyorsanız oda fiyatları 80 – 90 Euro’dan başlıyor, sanırım hostel falan da yok etrafta. Merkez dışında konaklayacaksanız fiyatlar daha uygun olsa bile araba kiralamak zorunda kalacaksınız.
Finlandiya’nın ikinci en büyük gölü olan Päijänne kıyısına kurulmuş olan Jyväskylä Fincenin ilk kez eğitim dili olarak kullanıldığı şehir olduğundan Finler için oldukça önemli.

Karşıda orman içinde gördüğün binalar Jyväskylä Üniversitesi'nin kampüslerinden biri

Jyväskylä'da pek çok ilginç heykelle vb karşılaşabilirsiniz:




Jyväskylä’ya Varış

Helsinki – Jyväskylä arası trenle yaklaşık 3,5 saat sürüyor. Otobüs veya özel arabayla ulaşmak da 4 saat kadar. Dilerseniz haftanın belirli günleri Helsinki’den uçakla da geçebilirsiniz, uçak yolculuğu 45dk sürüyormuş. Tampere – Jyväskylä arası tren, araba veya otobüsle 2 saat sürüyor. Helsinki’den trenle veya otobüsle gelecekseniz Tampere’den de geçeceksiniz.

Jyväskylä tren istasyonu

Jyväskylä’da Ulaşım

Ne yazık ki Jyväskylä’da ulaşım pek gelişmiş değil. Şehir küçük olmasına rağmen örneğin tren istasyonundan kampüse yaklaşık 25-30 dk yürümek zorunda kalıyorsunuz otobüs olmadığı için. Ayrıca var olan otobüsler de hem saatlere uymuyor, hem de yazın şehirde öğrenci olmadığı için otobüslerin çoğu kaldırılıyormuş. Öğrenciler genellikle bisiklet kullanıyor. Bisiklet sürmek için ideal bir şehir ancak kışın buzlanma ve kar nedeniyle zorlanabilirsiniz diye düşünüyorum. Yine de şehrin merkezinde kalacaksanız 1-2 günlüğüne yürüye yürüye de her yere gidebilirsiniz.

Yeme – İçme

Jyväskylä’nın merkezi oldukça küçük ancak herkesin zevkine hitap edecek pek çok lokanta, kafe ve bar var. Yine de benden size tavsiye, herhangi bir lokantaya girmeden önce internet sitesinden kontrol edin, çünkü benim “ay ne güzel, Fin yemekleri yiyebileceğimiz lokanta” diye baktığım en az 4 lokanta nouvelle cuisine tarzı yemek servis ediyordu. Nouvelle cuisine demek size kocaman bir tabak içerisinde en fazla 3-5 lokmalık yemek servis edilmesi oluyor ve bu servise de oldukça para veriyorsunuz. Sonunda güzel ve değişik şeyler tadabilirsiniz belki ancak bence doymayacağınız kesin.

Vejetaryen seçenekleri de bulunan ayrıca ayaküstü de yiyebileceğiniz hoş falafel veya tavuk vb sandviçler için Fafa’s’a gidebilirsiniz. Ancak siparişinizi hazırlamakta biraz yavaşlar. Hamburger yemek istiyorsanız, fiyatları pek çok lokantaya göre makul olan ve çokça hamburger seçeneği sunan Classic American Diner’a gidebilirsiniz. Et yemek istiyorsanız fiyatları biraz tuzlu olsa da tatminkâr etler sunan Stefan's Steakhouse’a gidebilirsiniz (tuvaletinde deodoranttan saç spreyine, kulak pamuğundan el kremine her şey vardı, bana ilginç geldi). Porsiyonları biraz daha küçük olsa aç kalabileceğiniz, ancak şimdilik kotarıyormuş gibi gözüken, biraz Fin işi yemekler sunan bir mekân için Ravintola Huviretki’ye gidebilirsiniz. Elbette her zaman için öğle yemeklerinizi s-market’te bulunan salata barda hazırlayabilirsiniz. K-supermarket Lutakko’da sanırım hafta içi salata barın yanı sıra suşi bar ve çorba bar da var (biz Pazar günü uğramıştık bu markete, suşi ve çorba kısmı boştu o yüzden hafta içi açık olabilir diye düşündüm).

Bu arada dikkat, Helsinki’deki lokantalarda normalde su ücretsiz (musluktan doldurulan sürahi suyu), ancak Jyväskylä’da girdiğimiz her lokantada kişi başına 1,5 – 2 euro su ücreti ödedik, aklınızda bulunsun.

Gezilecek Yerler

Eğer mimari ile ilgileniyorsanız herkesin tavsiye ettiği Alvar Aalto Müzesini gezebilirsiniz. Aalto Finlandiya’nın en önemli mimarlarından ve Rovaniemi gibi şehirlerin planlamasının yanı sıra Helsinki ve daha pek çok şehirde önemli binaların tasarımına imza atmış. Aalto zamanının pek çoğunu Jyväskylä’da geçirmiş ve sanıyorum ki en çok da bu şehir için bina tasarlamış. Biz pek mimari ile ilgilenmediğimizden müzeyi gezmedik.

Jyväskylä’da gezilebilecek bir diğer nokta ise şehrin tepelik kısmına inşa edilmiş olan gözlem kulesi. Bu kulenin tepesine çıkarak şehri 360 derece yukarıdan görebilirsiniz. Ayrıca kulenin giriş kısmında bir de doğal hayat müzesi var. Bu kısımda Orta Finlandiya bölgesindeki hayvanlar hakkındaki bilgilere ulaşabilirsiniz. Hem müze, hem de kule ücretsiz gezilebiliyor. Ancak gitmeden saatlerini kontrol edin, Cumartesi günleri saat 12’de açılıyordu, ancak kapanışı saat 22.00 gibiydi.



Gözlem kulesinden şehre bakış



Doğan hayat müzesinden bir kare
Bu iki müze dışında tiyatro binasını ve şehrin çeşitli noktalarındaki kiliseleri gezebilir, şehrin kıyısına kurulduğu gölün çevresinde tur atabilirsiniz (elbette gölün tamamı çok büyük ancak çeşitli köprüler üzerinden geçiş sağlayarak tur atabilirsiniz).






Gölde balık tutan insanlar
Gece vakti şehir

Şehir dışında araba ile ulaşabileceğiniz çeşitli yürüyüş parkurları varmış, ancak bizim arabamız olmadığı için gidip göremedik. Yine de dilerseniz 25 numaralı otobüsle Laajavuori bölgesine giderek yazın veya bahar aylarında çeşitli yürüyüşler yapabilir veya kış aylarında kayak/snowboard yapabilirsiniz. Açıkçası biz Jyväskylä’dayken kar da yağdı, Laajavuori’de de kayak ve kayaklı koşu yapanlar vardı ancak yürüyebileceğiniz kısa bir iki parkur da bulunuyor. Yine de kayaklara dikkat edin.

Otobüsten inince kayak pisti ile karşılaşacaksınız:

Sonrasında yürümeye başlayınca ormanın ortasında frizbi oynayan insanlar görebilirsiniz. Aslında bunun disk golfü gibi bir adı vardı şimdi unuttum, Amaç çeşitli noktalardan zincir şeklindeki kutulara frizbiyi yollamak. Dikkat edin başınıza gözünüze gelmesin:


İlerledikçe küçük bir göl (biz gittiğimizde donmuştu) ve yol harikası ile karşılaşacaksınız. Ben sizin için paylaşayım belki işinize yarar:


Ayrıca önceki göl fotoğrafında gördüğünüz üzere bir tanesi de göle doğru inen 3 (sonradan yürürken bunların daha fazla olduğunu gördük) sıra dışı kayma platformu göreceksiniz. Biz gittiğimizde kayan yoktu, göle doğru gidenin amacını anlayamadım. Yolda çektiğimiz diğer platformları da paylaşayım:






Gördüğünüz üzere bir takım yürüyüş yolları hâlâ buzlu olduğundan yürüyemedik, ayrıca yol üzerinde gördüğüm su borularından kayaklı koşu için pistlerin özel olarak dondurularak buz/kar elde edildiğini düşünüyorum, çünkü çoğu kısımda buzlar çözülmüştü:



Dilerseniz bu bölgede bir de macera parkı var (en azından ormanda sağda solda gördüğümüz iplerde bu kanıya vardık), ancak ne zaman açık bir fikrim yok:


Son olarak, Jyväskylä yakınlarında Finlandiya’nın en eski tahta kilisesi, Petäjävesi Vanha Kirkko bulunuyor. Buraya normalde otobüsle ulaşmak mümkünmüş ancak kışın hem otobüslerin sayısı az olduğundan, hem de kiliseyi ancak haziran – ağustos ayları arasında (saat 10.00 – 18.00 arası) ziyaret edebildiğinizden biz gitmedik. Dilerseniz UNESCO kültür mirası listesinde bulunan bu kiliseyi de gezebilirsiniz.


İyi eğlenceler!

0 yorum:

Yorum Gönder