Geçtiğimiz hafta sonuna
doğru bir seminer için Jyväskylä’daydık (bu arada belirteyim yüvesküle gibi okunuyor şehrin adı :) ).
Cuma gibi gittiğimiz için Cumartesi gününü de burada geçirip ondan sonra
Helsinki’ye geri dönelim diye düşündük.
Elbette ki Jyväskylä da
diğer pek çok Finlandiya şehri gibi oldukça küçük bir yer ve yapacak çok fazla
aktivite yok, ancak aynı zamanda bir öğrenci şehri olduğu için bazı artıları da
vardı. Örneğin gördüğümüz kadarıyla lokantalar saat 23.00’ten önce
kapanmıyordu, oysa Helsinki’de bile
saat 21.00-22.00 olunca çoğu lokanta kapanıyor. Ancak ne yazık ki böylesine
küçük ve öğrencilere hitap eden bir şehir için açıkçası biraz pahalı bulduk Jyväskylä’yı.
Merkezde bir yerlerde kalmak istiyorsanız oda fiyatları 80 – 90 Euro’dan
başlıyor, sanırım hostel falan da yok etrafta. Merkez dışında konaklayacaksanız
fiyatlar daha uygun olsa bile araba kiralamak zorunda kalacaksınız.
Karşıda orman içinde gördüğün binalar Jyväskylä Üniversitesi'nin kampüslerinden biri |
Jyväskylä'da pek çok ilginç heykelle vb karşılaşabilirsiniz:
Jyväskylä’ya Varış
Helsinki – Jyväskylä arası
trenle yaklaşık 3,5 saat sürüyor. Otobüs veya özel arabayla ulaşmak da 4 saat
kadar. Dilerseniz haftanın belirli günleri Helsinki’den uçakla da
geçebilirsiniz, uçak yolculuğu 45dk sürüyormuş. Tampere – Jyväskylä arası tren, araba veya otobüsle 2 saat sürüyor.
Helsinki’den trenle veya otobüsle gelecekseniz Tampere’den de geçeceksiniz.
Jyväskylä tren istasyonu |
Jyväskylä’da Ulaşım
Ne yazık ki Jyväskylä’da
ulaşım pek gelişmiş değil. Şehir küçük olmasına rağmen örneğin tren
istasyonundan kampüse yaklaşık 25-30 dk yürümek zorunda kalıyorsunuz otobüs
olmadığı için. Ayrıca var olan otobüsler de hem saatlere uymuyor, hem de yazın
şehirde öğrenci olmadığı için otobüslerin çoğu kaldırılıyormuş. Öğrenciler
genellikle bisiklet kullanıyor. Bisiklet sürmek için ideal bir şehir ancak
kışın buzlanma ve kar nedeniyle zorlanabilirsiniz diye düşünüyorum. Yine de
şehrin merkezinde kalacaksanız 1-2 günlüğüne yürüye yürüye de her yere
gidebilirsiniz.
Yeme – İçme
Jyväskylä’nın merkezi
oldukça küçük ancak herkesin zevkine hitap edecek pek çok lokanta, kafe ve bar
var. Yine de benden size tavsiye, herhangi bir lokantaya girmeden önce internet
sitesinden kontrol edin, çünkü benim “ay ne güzel, Fin yemekleri
yiyebileceğimiz lokanta” diye baktığım en az 4 lokanta nouvelle cuisine tarzı yemek servis ediyordu. Nouvelle cuisine demek size kocaman bir tabak içerisinde en fazla
3-5 lokmalık yemek servis edilmesi oluyor ve bu servise de oldukça para
veriyorsunuz. Sonunda güzel ve değişik şeyler tadabilirsiniz belki ancak bence
doymayacağınız kesin.
Vejetaryen seçenekleri de
bulunan ayrıca ayaküstü de yiyebileceğiniz hoş falafel veya tavuk vb sandviçler
için Fafa’s’a gidebilirsiniz. Ancak siparişinizi
hazırlamakta biraz yavaşlar. Hamburger yemek istiyorsanız, fiyatları pek çok
lokantaya göre makul olan ve çokça hamburger seçeneği sunan Classic American Diner’a
gidebilirsiniz. Et yemek istiyorsanız fiyatları biraz tuzlu olsa da tatminkâr
etler sunan Stefan's Steakhouse’a
gidebilirsiniz (tuvaletinde deodoranttan saç spreyine, kulak pamuğundan el
kremine her şey vardı, bana ilginç geldi). Porsiyonları biraz daha küçük olsa
aç kalabileceğiniz, ancak şimdilik kotarıyormuş gibi gözüken, biraz Fin işi
yemekler sunan bir mekân için Ravintola
Huviretki’ye gidebilirsiniz. Elbette her zaman için öğle yemeklerinizi s-market’te bulunan salata barda
hazırlayabilirsiniz. K-supermarket
Lutakko’da sanırım hafta içi salata barın yanı sıra suşi bar ve çorba bar da
var (biz Pazar günü uğramıştık bu markete, suşi ve çorba kısmı boştu o yüzden
hafta içi açık olabilir diye düşündüm).
Bu arada dikkat, Helsinki’deki lokantalarda normalde su ücretsiz (musluktan
doldurulan sürahi suyu), ancak Jyväskylä’da girdiğimiz her lokantada kişi
başına 1,5 – 2 euro su ücreti ödedik, aklınızda bulunsun.
Gezilecek Yerler
Eğer mimari ile
ilgileniyorsanız herkesin tavsiye ettiği Alvar
Aalto Müzesini gezebilirsiniz.
Aalto Finlandiya’nın en önemli mimarlarından ve Rovaniemi gibi şehirlerin planlamasının yanı sıra Helsinki ve daha
pek çok şehirde önemli binaların tasarımına imza atmış. Aalto zamanının pek
çoğunu Jyväskylä’da geçirmiş ve sanıyorum ki en çok da bu şehir için bina
tasarlamış. Biz pek mimari ile ilgilenmediğimizden müzeyi gezmedik.
Jyväskylä’da gezilebilecek
bir diğer nokta ise şehrin tepelik kısmına inşa edilmiş olan gözlem kulesi. Bu kulenin tepesine
çıkarak şehri 360 derece yukarıdan görebilirsiniz. Ayrıca kulenin giriş kısmında bir de doğal hayat müzesi var. Bu kısımda
Orta Finlandiya bölgesindeki hayvanlar hakkındaki bilgilere ulaşabilirsiniz.
Hem müze, hem de kule ücretsiz gezilebiliyor. Ancak gitmeden saatlerini kontrol
edin, Cumartesi günleri saat 12’de açılıyordu, ancak kapanışı saat 22.00
gibiydi.
Gözlem kulesinden şehre bakış |
Doğan hayat müzesinden bir kare |
Bu iki müze dışında tiyatro
binasını ve şehrin çeşitli noktalarındaki kiliseleri gezebilir, şehrin kıyısına
kurulduğu gölün çevresinde tur atabilirsiniz (elbette gölün tamamı çok büyük
ancak çeşitli köprüler üzerinden geçiş sağlayarak tur atabilirsiniz).
Gölde balık tutan insanlar |
Gece vakti şehir |
Şehir dışında araba ile
ulaşabileceğiniz çeşitli yürüyüş parkurları varmış, ancak bizim arabamız
olmadığı için gidip göremedik. Yine de dilerseniz
25 numaralı otobüsle Laajavuori bölgesine giderek yazın veya bahar aylarında
çeşitli yürüyüşler yapabilir veya kış aylarında kayak/snowboard yapabilirsiniz.
Açıkçası biz Jyväskylä’dayken kar da yağdı, Laajavuori’de de kayak ve kayaklı
koşu yapanlar vardı ancak yürüyebileceğiniz kısa bir iki parkur da bulunuyor.
Yine de kayaklara dikkat edin.
Otobüsten inince kayak pisti ile karşılaşacaksınız:
Sonrasında yürümeye başlayınca ormanın ortasında frizbi oynayan insanlar görebilirsiniz. Aslında bunun disk golfü gibi bir adı vardı şimdi unuttum, Amaç çeşitli noktalardan zincir şeklindeki kutulara frizbiyi yollamak. Dikkat edin başınıza gözünüze gelmesin:
İlerledikçe küçük bir göl (biz gittiğimizde donmuştu) ve yol harikası ile karşılaşacaksınız. Ben sizin için paylaşayım belki işinize yarar:
Ayrıca önceki göl fotoğrafında gördüğünüz üzere bir tanesi de göle doğru inen 3 (sonradan yürürken bunların daha fazla olduğunu gördük) sıra dışı kayma platformu göreceksiniz. Biz gittiğimizde kayan yoktu, göle doğru gidenin amacını anlayamadım. Yolda çektiğimiz diğer platformları da paylaşayım:
Gördüğünüz üzere bir takım yürüyüş yolları hâlâ buzlu olduğundan yürüyemedik, ayrıca yol üzerinde gördüğüm su borularından kayaklı koşu için pistlerin özel olarak dondurularak buz/kar elde edildiğini düşünüyorum, çünkü çoğu kısımda buzlar çözülmüştü:
Dilerseniz bu bölgede bir de macera parkı var (en azından ormanda sağda solda gördüğümüz iplerde bu kanıya vardık), ancak ne zaman açık bir fikrim yok:
Son olarak, Jyväskylä
yakınlarında Finlandiya’nın en eski tahta kilisesi, Petäjävesi Vanha Kirkko bulunuyor. Buraya normalde otobüsle ulaşmak
mümkünmüş ancak kışın hem otobüslerin sayısı az olduğundan, hem de kiliseyi
ancak haziran – ağustos ayları arasında (saat 10.00 – 18.00 arası) ziyaret
edebildiğinizden biz gitmedik. Dilerseniz UNESCO kültür mirası listesinde
bulunan bu kiliseyi de gezebilirsiniz.
İyi eğlenceler!
0 yorum:
Yorum Gönder