6 Ocak 2015 Salı

Kaynak
Küçükken televizyondaki sirk ve sihirbazlık gösterilerini izlemeyi pek severdim. Sonra yıl sanıyorum ‘99’du, David Copperfield geldi İstanbul’a. Ya ben çocuk olduğumdan gözümde çok büyütmüştüm, ya da hakikaten acayip tantanası yapılmıştı. Ancak biletler el yaktığından gösteriye gitmemiştik.

Böyle böyle hep içimde bi ukte olarak kaldı sanırım sihirbazlık. El çabukluğum da yok ki kendi kendime yapayım :)

Derken geçen ay Arturo Brachetti’nin Cenevre’de pek çok gösteri düzenleyeceğini öğrendik. Böylece geçtiğimiz pazar günü için Théâtre du Léman’da yerimizi ayırttık. Yeri gelmişken söyleyeyim, gayet lüks bir otelin içerisinde bulunan Théâtre du Léman’nın koltukları gerçekten çok kötüydü. Bir kere yere çok yakındı (ben bile ufacık boyumla dizlerimin kafam hizzasına geldiğini gördüm), ayrıca koltuk sıraları arasında da fazla boşluk yoktu. Neyse ki bizim önümüz boştu. Ola ki buraya gösteri izlemeye giderseniz bildiğiniz olsun öndeki ilk 5-6 sıradan yer almayın, yoksa sahneyi tavana bakar gibi seyretmek zorunda kalabilirsiniz. Bizim koltuklar sağ tarafta kalmasına rağmen sahneyi gayet iyi görüyorduk, giderseniz size de tavsiye derim, görüş açısı bakımından aşağıdaki fotoğrafa bakabilirsiniz. Ayrıca sahneye de çok yakındık.


Gelelim gösteriye. Öncelikle belirtmek lazım ki Brachetti’ye sahnede en az 6 kişi eşlik ediyor. Hepsi de sihirbaz, fakat alanları biraz farklı. Brachetti gittiği şehirlerde yerel sihirbazlardan birini ya da birkaçını sahneye çıkartıyormuş. O yüzden size vereceğim liste değişebilir.

İlk olarak sahneye Luca & Tino çıkıyor. Daha doğrusu seyircilerin arasında dolaşmaya başlıyor, sizi şova hazırlıyorlar. Biraz Laurel & Hardy tadında olan bu ikili sihirbazlıkla ilgili ufak tefek şeyler yapsalar da daha çok birbirleriyle ve seyircilerle atışarak geçiriyorlar zamanı.
Luca & Tino Kaynak
 Ardından sahneye lazer adam Theo Dari çıkıyor. Sihirden daha çok ışıklı bir dans havası var gösterisinde. Kötü değildi, ancak içlerinden en az beğendiğim oldu diyebilirim.

Theo Dari Kaynak
Bu arada sahnenin bir köşesinde hep Luca Bono’yu göreceksiniz. Henüz 22 yaşında bir sihirbaz (15 yıldır da sihirle ilgileniyormuş) ve her ne kadar şovun büyük kısmında sessiz sakin görünse de içinde inanılmaz bir yetenek barındırdığını düşünüyorum. Özellikle sonda yaptığı gösteri benim çok hoşuma gitti. Hâlâ yoktan nasıl bir kuş ve var olan kuştan iki kuş yaptıklarını çözemedim :D Ayrıca belirtmek lazım ki Luca, Arturo’nun öğrencisi. Zaten sahnedeki genel hikaye de onun üzerine gelişiyor.

Luca Bono Kaynak : Wikipedia.it
 Bir diğer önemli sihirbaz Vincent C. Aralarında en haşarı olanı, en bi’ yetişkinlere hitap edeni o. Örneğin sahneye çıkmak için parmak kaldıran çocuklara “Hayır sen gelemezsin, çocukları hiç sevmem” diyebilecek biri. Ancak yine de bana sempatik geldi. Kendisi Kanadalıymış. Sonradan birkaç videosuna baktık internetten, ama Fransızcası’nı anlamakta gerçekten zorlandık :)

Vincent C. Kaynak
Son olarak başka bir sihirbaz daha vardı, ama ismini bulamadım şuanda. Ne bilette ne de gösteri listesinde ismi yok. Sanıyorum kendisi İsviçre’li idi. O yüzden genel gruba dahil değil. Onun şovu da hoştu. Genel olarak el çabukluğundan ziyade insanları ikna yoluyla sihir yapıyordu diyeyim. Bir de kolektif bir şov yaptı ki tadından yenmez. İçeriye girerken her seyirciye bir deste oyun kağıdı dağıtılmıştı. Aynı anda hepimize kartları karıştırttı, kart seçtirtti vs. Ve sonunda seyircilerin sanıyorum %90’ında aynı kağıt vardı. İlginç bir gösteri olduğunu düşünüyorum.

Bu arada belirtmekte fayda var, Brachetti’nin en büyük özelliği çok hızlı kıyafet değiştiriyor olması. Hakikaten neresinden çıkartıp da giyiyor diye düşünmüyor değil insan :)

İnternette gösteri üzerine pek çok video var. O yüzden hepsini oturup paylaşmayacağım, sadece bir örnek veriyorum alta. Bir de en son selamlarken çektiğim fotoyu paylaşıyorum. Zaten başka da foto ya da video çekmedim. Genel olarak nereden açıklarını yakalarım diye dikkatlice seyretmekle meşguldüm :p Açıkçası iki üç  tane açık yakalamadım değil, ama onları da sizinle paylaşmayacağım :)





Her ne kadar biletler biraz pahalı olsa da, çok bir 2saat geçirdik. Ben çok eğlendim açıkçası, yine olsa yine giderim herhalde. Olur da bu ekip Türkiye’ye gelirse (ya da belki gelmiştir bilemiyorum) mutlaka gidin derim.

Son olarak “ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet” deyip bu yazımı da sonlandırayım :) 

0 yorum:

Yorum Gönder