Ben Kimim?

Sonbaharın güzel bir ekim gününde doğmuşum ve burcumun da etkisiyle biraz kararsız, biraz sanata meyilli pek çok da titiz bir karaktere bürünmüşüm. Belirttiğim gibi sanatın her dalına meyilim var. Hiçbirine tam adapte olamamakla birlikte hepsine el atmışlığım var Mesela fotoğraf çekmeye bayılırım, alayım elime makinemi, üçayağımı, atayım kendimi sahillere, doğanın kucağına düşeyim isterim. Hele bir de mevsimlerden sonbaharsa değmeyin keyfime. Öte yandan yazı yazmaya bayılırım. Şahane şeyler yazdığımı düşünmemekle birlikte depresyondayken ya da çok mutluyken kısacası herhangi bir duygu yoğunluğu içerisindeyken, düşüncelerimi kelimelere güzelce işlediğim kanısındayım.

Sinemaya gitmeyi ve bir sürü DVD yi eve doldurup sabahtan akşama kadar seyretmeyi de pek severim. Pek sinema kültürüm
  olmamakla birlikte, polisiye ve korku filmleri tercihimdir. Özellikle bu aralar Kore sinemasına merak salmış durumdayım. Chan-wook Park ve Kim ki Duk favori yönetmenlerimdir (hâlâ izlemediyseniz Chan-wook Park'ın intikam üçlemesinin ikinci filmi "Old Boy" ve Kim ki Duk'un da "Boş ev" ve "Yay" filmlerini şiddetle tavsiye ederim).

Müzikle aram çok iyidir. Müziksiz bir hayat düşünemiyorum. Hayatımın hemen her alanında müziğe ihtiyaç duyar, müzik olmaksızın iş yapamam. Özellikle resim çizerken müzik dinlemek acayip motive eder beni. Yabancı rock, metal ve klasik ağırlıklı türler dinlemekle beraber kulağıma hoş gelen her şeyi dinleyebilirim. Beğendiğim müzisyen ve gruplar için Scorpions, Opeth, Black Sabbath,Rammstein, Stratovarius, Therion, Yann Tiersen, Farid Farjad, Loreena McKennitt,Lake of Tears, Empyrium, Louise Attack, Sentenced, Şebnem Ferah, Metallica, vb lerini örnek gösterebilirim. Piyano çalıyorum ayrıca gitara da el atmış vaziyetteyim. Kanun çalmak da güzel olurdu diye düşünmeden edemiyorum

Kitap okumaya da bayılırım. Özellikle polisiye kitaplar dolayısıyla da Ahmet Ümit ve Agatha Christie favori yazarlarımdır. Öte yandan "Zaman Çarkı" serisi ile gönlüme taht kurmuş Robert Jordan da favorilerim arasına girmiş ve bana fantastik edebiyatı sevdirmiştir. Şiir de vazgeçilmezlerimdendir. Oturup yüksek sesle saatlerce şiir okuyabilirim. Özellikle Ümit Yaşar Oğuzcan, Nazım Hikmet Ran, Attila İlhan severek okuduğum şairlerdir.

Günün birinde paraşütle uçaktan atlamak da hayallerim arasında.

Tarihi pek iyi bilmemekle beraber tarihi yerleri gezmek, yeni yerler keşfetmek kısacası gezip tozmak da en büyük eğlencelerimdendir.

Öğrenim durumuma gelince, zorlu bir lise macerasından sonra (Bkz. Saint Joseph) İstanbul Üniversitesi Fransızca Mütercim Tercümanlık ikinci sınıfta okumaktayım.

Son olarak herkesi her şeye rağmen her zaman seviyorum...Bir de biraz deliyim galiba...Artık siz ne yakıştırırsanız.. Ya da şöyle diyelim " Kim neyi, nasıl düşünmek istiyorsa..."

ipek

Şubat'09 

Kasım 2013 itibari ile bir kaç ekleme yapmak lazım sanıyorum. Örneğin Mütercim Tercümanlık bölümü maceralarımı bitirip şimdilik 'Cenevre'de yüksek lisans maceraları'na atlamış bulunuyorum. Nitekim sizler de genel olarak bu 'yüksek lisans maceraları'nın meyvelerini okuyorsunuz. Tabii ki lisans 3. sınıftayken ERASMUS ile buralara gelip yaşadıklarımı yazdığım yazıların yeri bir ayrı, onlar beni bu blogu açmaya iten yazılar.  

Şimdilik durumlar böyle... Ara ara değişiklik olursa buralardan yine güncellerim herhalde birkaç yılda bir :)

ipek 

Kasım '13

Yedi yıl sonra gelen güncelleme: Yıl 2020, covid dünyayı kasıp kavurmaya, bizi evlerimize mahkum etmeye devam ediyor. Bense çoktan yüksek lisansı bitirmiş, 2 ülke değiştirmiş, Avrupa'nın en ağır vaka sayılarına sahip ülkelerinden İspanya'da iki çocuğumla kapana kısılmışım (en azından öyle hissediyorum). 2013'den beri yazmaya dair hayatımda bayağı etkinlik olmuş. 7 çevirim basılmış, 1 kitap yazmışım, pekçok öyküm ve makalem çeşitli yerlerde yayınlanmış (ayrıntılı bilgi için yukarıdaki "çevirilerim/öykülerim/kitaplarım" sayfasına bakabilirsiniz). Birkaç yıl sonra buraları tekrar güncellemek dileğiyle...

ipek

Ekim '20