müze etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
müze etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Eylül 2015 Perşembe

Münih dönüşü Neuschwanst Şatosunda Uyuyan Güzel’i anıp, Resia Gölü’ndeki çan kulesinin sırrını çözdükten sonra Verona’ya doğru ilerlerken karşımıza Ötz kasabasının tabelası çıktı ve birden “Bir dakika, şu 1990’larda bulunan meşhur Buz Adam buralarda bir yerlerde olmalı” dedik. Ne yazık ki kendisi Ötz’de değildi ama Bolzano’nun merkezindeki arkeoloji müzesindeydi.








Ötzi günümüzden 5300 yıl önce yaşamış ve doğal şartlarda buz içerisinde muhafaza olarak bizlere kadar ulaşmış büyük büyük büyük dedemiz diyebiliriz.

Ötzi, 1991 yılında Ötztal Alpleri’nde yürüyüşe çıkan iki turist Helmut ve Erika Simon tarafından bulunuyor. En başta Birinci veya İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma veya bölgeye yürüyüşe gidip kaybolan gezginlerden birine ait olduğu düşünülüyor cesedin. Böylece Avusturya’nın Innsbruck şehrine götürülen Ötzi’nin yaşı tespit ediliyor ve çok daha eskiye, Bakır Çağı’na ait bir insanla karşı karşıya kaldığımız anlaşılıyor. 

24 Ağustos 2015 Pazartesi


Reischenbah Şelalelerinden sonraki durağımız Münih’ti. Elbette gönül isterdi ki bir Oktoberfest zamanı gidelim, ancak denek gelemedik. Şimdi gitmek hiç gitmemekten iyidir deyip yollara düştük.

Meringen – Münih arası arabayla yaklaşık 2,5 saat sürüyor. Biz yine bir konferans için Almanya’da bulunduğumuzdan şehrin merkezine trenle 20-25 dakika mesafedeki İbis Budget’de konakladık. Ancak şehir merkezinde, ya da daha yakınında uygun fiyatı başka oteller bulabileceğinizi düşünüyorum.

14 Mayıs 2015 Perşembe

Baltimore ve Washington DC neredeyse birbiri içinde sayılabilecek iki şehir. « Washington’a giderseniz Baltimore’u da kesin görün » demeyeceğim ama « Baltimore’a gitmişken Washington’u da görmeden etmeyin » derim :)


Dediğim gibi Baltimore Washington DC arası oldukça yakın olduğundan uçakla gidip gelmenizi gerektirecek bir durum söz konusu değil, bu durumda ya trenle ya da özel arabayla iki şehir arasında ulaşımı sağlayabilirsiniz. Tren biletlerini önceden almak bilet fiyatları açısından avantaj olabilir. Sanıyorum trenle iki şehir arası yaklaşık 1 saat sürüyor. Keza araba kiralarsanız da 1 saat sürüyor. Tek problem merkezde araba için yer bulmak olabilir. Ama biz gayet rahat çok da merkez de, kısmen de ucuza bir otopark bulduk. Siz de arabayla giderseniz aklınızda bulunsun « Ronald Reagan Building and International Trade Center”ın otoparkı hem çok merkezi hem de günlük (zaten başka şansınız olmuyor gibi 1 saatte kalsanız 1 günde aynı fiyat) 11 ya da 13 dolardı. Özel günlerde fiyat artıyor olabilir, ama çevredeki diğer otoparkların en az 15-18 dolardan başladığı ve -nedense- pazar günleri çoğu ucuz otoparkın kapalı olduğu düşünülürse oldukça makul bir fiyat. Araba kiralama ile ilgili bilgileri bir önceki yazımda - Philadelphia - bahsetmiştim. Dilerseniz göz gezdirebilirsiniz.

Washington'a gider iken...
Peki Washington DC’de ne yapılır ? Başkentte herkesin zevkine hitap edecek bir müze, bir aktivite bulunuyor. Gerçekten kültürel açıdan oldukça dolu bir şehir ve tüm müzeler birbirinin yanında. Sadece şehrin National Mall kısmında 2 - 3 gün geçirebilirsiniz tüm müzeleri gezmeyi dilerseniz. Müzelere giriş ücretsiz. Dilerseniz yardım için giriş çıkışlarda para yardımı yapabileceğiniz yerler var tabii. Biz tüm müzelere şöyle bir girip çıktık desem yeri. Gönül daha uzun uzun vakit geçirmek istiyordu, ancak bir yandan da kalan müzeleri ve anıtları da görmek istiyordu, o yüzden « bir daha ne zaman geleceğiz buralara, hızlı görmek hiç görmemekten iyidir » diyerekten hepsine daldık :)

28 Ocak 2015 Çarşamba

 
Ocak aynın başında bir seminer için bir haftalığına Oslo’daydık. Böylece hayatımda ilk defa bu kadar kuzeye gitmiş oldum. Eee haliyle Oslo’dayken pek çok şehir ve ülke de güneyde kalıverdi birden. Mesela hiç Danimarka’yı güneyde bir ülke olarak düşünmemiştim, ya da Londra’nın Toronto’nun, Quebec’in bulunduğumuz yerden güneyde kalması oldukça garipti. En azından bakışaçısı açısından :)

Sanıyorum Oslo’ya en depresif zamanlardan birinde gittik. Tabii bunu gün içerisindeki gündüz/gece dengesine ithafen söylüyorum. Hava sabah 9’dan önce aydınlanmaya başlamıyor, 14:30 - 15:00’de de kararmaya başlıyor ve en geç 16:00’da etrafı tamamen karanlık oluyordu. Yani hava çok bulutlu değilse ortalama 5,5 saatlik bir “gündüz” kavramı vardı biz oradayken. Açıkçası bu durum bize çok da depresif gelmedi. Tabii topu topu 5-10 gün kaldık, birkaç ay bu durumda kalmak insanı depresyona ne kadar sokar şuan için bilemiyorum. Ama yıl sonundan itibaren kuzey ülkelerinin birinde deneyimlemelere başlayacağımızı söyleyebilirim (hmm.. konum mu değişecek nedir...).

6 Ocak 2010 Çarşamba

Paris Güncesi

6 Ocak 2010 Çarşamba - 2 yorum
Bu sene bir değişiklik yapıp, hazır yol yakından Cenevre'den, yılbaşını Paris'de geçirmeye karar verdim. Paris'de kaldığım 10gün oldukça yorucu; fakat bir o kadar da eğlenceli idi. İstanbul'dan gelen bir arkadaşımın da bana katılmasıyla çok zevkli ve kültürel açıdan çok zengin günler geçirdim. Gezdiğim yerleri başlıklar halinde fotoğraflarla beraber tanıtayım diyeceğim; ama zaten Paris'de olup da bilinmeyen pek yer yoktur :) Artık bakalım,

4 Ekim 2009 Pazar

Müze Günü

4 Ekim 2009 Pazar - 2 yorum
Cenevere'de (tüm İsviçre'de böyle mi bilmiyorum) her ayın ilk pazar günü (özel işletim müzeler hariç) tüm müzerelere giriş ücretsiz. Ben de bu günü fırsat bilerek arkadaşlarımla beraber birkaç müze gezdim. Ancak bugün Cenevre'de hava gnlük güneşlik olduğu için müzelere kapanmaktansa göl etrafında gezmenin daha güzel olacağına karar vererek 2 müzeden sonra ufak bir gezinti yaptık.

Bugünkü ilk durağımız Kızıl Haç ve Kızıl Ay müzesi idi. Bugün müze günü olmasına rağmen bu müze vakıf müzesi olduğundan 5chf bayılmak zorunda kaldık.

Müzenin çoğu bölümünde fotoğraf çekmek serbest olmadığı için pek fotoğraf çekemedim.

Müzenin girişinden bir fotoğrafla başlayayım

27 Eylül 2009 Pazar

Yeniden Merhabalar...

Yine ufak başlıklar halinde izlenimlerimi anlatmaya devam edeceğim. Ancak şüphesiz ki bloguma yazmayalı gerçekleşen en büyük etkinlik Lozan'daki müze günüydü.

Dün (26.09.2009) Lozan'da müze günüydü. Bu etkinlik çerçevesinde öğlen 2den gece 2ye kadar tüm müzeler açık ve hepsini 15lira karşılığında gezebiliyorsunuz. Böyle bir etkinlik varken ESN (Erasmus Student Network) de boş durmadı ve 50-60 kişilik bir öğrenci güruhu ile Lozan'a hareket ettik.

Cenevre Lozan arası trenle yaklaşık 35dakika. Biletler tek yön bilet 20chf. Fakat biz grup indirimi yaptırıp tek yönü 10chf ye kotardık :) 4:15trenine binip güne başladık.

Tren yolculuğumuz oldukça eğlenceli geçti. Genel kültür oyunları oynadık oldukça zevkliydi.

Yaklaşık olarak saat 5