Baltimore ve
Washington DC neredeyse birbiri içinde sayılabilecek iki şehir. « Washington’a
giderseniz Baltimore’u da kesin görün » demeyeceğim ama « Baltimore’a
gitmişken Washington’u da görmeden etmeyin » derim :)
Bu dört anıt sanıyorum
görebileceğiniz en büyük anıtlar. Ancak dediğim gibi daha pek çok küçük anıt
var. Biz bu dördü dışında sadece Vietnam
Savaşı Mağdurları Anıtı’na baktık. Bu anıta uzaktan bakınca sanki siyah bir
külteden başka bir şey değilmiş gibi geliyor, ama üzerinde pek çok isim
yazmakta. Hatta dilerseniz, savaş mağduru olan bir yakınızın ismini
söylediğinizde çevredeki görevliler gelip Anıt üzerinde yakınızın ismini
buluyor, onun bir kopyasını karakalemle kopyalayıp size veriyorlar.
Dediğim gibi
Baltimore Washington DC arası oldukça yakın olduğundan uçakla gidip gelmenizi
gerektirecek bir durum söz konusu değil, bu durumda ya trenle ya da özel
arabayla iki şehir arasında ulaşımı sağlayabilirsiniz. Tren biletlerini önceden
almak bilet fiyatları açısından avantaj olabilir. Sanıyorum trenle iki şehir
arası yaklaşık 1 saat sürüyor. Keza araba kiralarsanız da 1 saat sürüyor. Tek
problem merkezde araba için yer bulmak olabilir. Ama biz gayet rahat çok da
merkez de, kısmen de ucuza bir otopark bulduk. Siz de arabayla giderseniz
aklınızda bulunsun « Ronald Reagan Building and International Trade Center”ın
otoparkı hem çok merkezi hem de günlük (zaten başka şansınız olmuyor gibi 1
saatte kalsanız 1 günde aynı fiyat) 11 ya da 13 dolardı. Özel günlerde fiyat
artıyor olabilir, ama çevredeki diğer otoparkların en az 15-18 dolardan
başladığı ve -nedense- pazar günleri çoğu ucuz otoparkın kapalı olduğu
düşünülürse oldukça makul bir fiyat. Araba
kiralama ile ilgili bilgileri bir önceki yazımda - Philadelphia - bahsetmiştim.
Dilerseniz göz gezdirebilirsiniz.
Washington'a gider iken... |
Peki Washington
DC’de ne yapılır ? Başkentte herkesin zevkine hitap edecek bir müze, bir
aktivite bulunuyor. Gerçekten kültürel açıdan oldukça dolu bir şehir ve tüm
müzeler birbirinin yanında. Sadece şehrin National Mall kısmında 2 - 3 gün
geçirebilirsiniz tüm müzeleri gezmeyi dilerseniz. Müzelere giriş ücretsiz.
Dilerseniz yardım için giriş çıkışlarda para yardımı yapabileceğiniz yerler var
tabii. Biz tüm müzelere şöyle bir girip çıktık desem yeri. Gönül daha uzun uzun
vakit geçirmek istiyordu, ancak bir yandan da kalan müzeleri ve anıtları da
görmek istiyordu, o yüzden « bir daha ne zaman geleceğiz buralara, hızlı
görmek hiç görmemekten iyidir » diyerekten hepsine daldık :)
Elbette
müzeler, savaş ve başkan anıtları dışında, Beyaz Saray ve Amerikan Kongre
Binası gibi önemli yapılar da yine National Mall ve etrafında bulunuyor. Kısacası
sanıyorum ki Washington’a giderseniz sadece National Mall’ı gezmek yetecek ve
hatta artacaktır bile :)
Genel bir fikriniz olması açısından bölgenin planı. İnternette daha iyileri ve büyükleri bulunabilir tabii.. |
National Mall'den bir kare |
National Mall'in bir ucunda bulunan Kongre Binası. O da tadilattaydı... |
Gelelim
gezilebilecek noktalar hakkında genel bilgiler verme kısmına.
Müzeler
Smithsonian Castle / Smithsonian Şatosu
Biz müze
olduğunu anlamadığımızdan sadece dıştan görüntülemekle yetindik. Sanıyorum
içerisinde cafe/restoran tarzı bir şey de var.
Smithsonian National Air and Space Museum / Smithsonian Ulusal Havacılık
ve Uzay Müzesi
Tüm müzeler arasında en ilgimi
çekeni bu oldu sanırım. İçeri de pek çok uzay aracı, uçak, simülasyon aletleri
var. Bazı uçakların içine girmek de mümkün. Özellikle çocuklu aileler için pek
zevkli bir müze olacağını düşünüyorum.
Selam uzaylı biz dostuz... |
National Museum of the American Indian / Amerikan Yerlileri Müzesi
İşte girmeyi çok arzulayıp
giremediğimiz müze. Müze, National Mall’in bir yanından diğer tarafına
taşınıyordu, biz de tam nerede olduğunu anlayamadık sanırım elimizdeki haritadan,
çevremizde de binayı göremeyince başka kısımda kaldı zannettik, meğer hemen
yanından geri dönmüşüz, bir daha da o kısma yürüme şansımız olmadı.
National Gallery of Art / Ulusal Sanat Galerisi
Çok fazla müze olduğu için bunu
atladık diyebilirim.
Smithsonian National Museum of Natural History / Smithsonian Ulusal
Doğal Tarih Müzesi
İşte hem büyüklerin hem de
küçüklerin ilgisini çekebilecek bir başka müze. Özellikle girişteki devasa fil
heykeli görmeye değer (Evet plastik gibi duruyor, biz de en başka plastik
sandık, sonra internetten araştırınca gerçek olduğunu öğrendim. Ancak kim bilir
kaç bin yenilemeden sonra artık o deri nasıl da plastikleşmiştir). Sanırım
müzedeki hayvanların yapma/plastik vs. olduğunu düşünmeseydik daha da fazla
keyif alabilirdik gezerken :D Müzedeki tüm hayvanların gerçekten doldurulmuş
olup olmadığını araştırmadım, ama o girişteki fil gerçekse diğerleri de öyledir
herhalde.
Ne yazık ki dinozorlarla ilgili
kısım bakım çalışmaları sebebiyle kapalıydı. Dinozorları göremediğimize bayağı
üzüldük. Başka sefere artık diyelim.
Doğal Tarih Müzesi'nin hemen önünde bir de eylem vardı. Erkeklere sünnet yapılmamasını talep eden bir eylemdi..
Bu saydığım belli başlı müzeler
dışında sadece National Mall kısmında irili ufaklı 7 - 8 tane daha müze olması
gerek.
Anıtlar
Yine National Mall kısmında pek çok
savaş ve başkan anıtı bulunuyor. Bunlardan ilki ve dikkatinizi hemen çekecek
olan Washington Anıtı. Fotoğraflara
bakınca “bizim dikili taş bu” diyorsunuz. Ama değil. Bir kere Mısırlılardan
falan gelme bir anıt değil bu, belli ki insan eliyle yeni yapılmış,çünkü içinde
bir asansör bulunuyor. Bir yerlerde içindeki asansörün bir deprem sırasında
hasar gördüğünü ve şuanda açık olmadığını okumuştum ama anıtın önünde kuyruk
vardı. Bilmiyorum şuanda açık mı, yoksa içeride başka bir müze mi var.
İkinci anıt, hemen Tidal Basin’in
yanında bulunan Thomas Jefferson Anıtı.
Eğer yolunuz mart sonu nisan başı gibi Washington’a düşecekse Tidal Basin’e
kesinlikle uğramadan geçemeyin. Bu küçük göletin çevresi Japonya’dan gelen
kiraz ağaçlarıyla dolu ve açtıklarında -muhtemelen- mükemmel bir manzara
sunuyorlar. Biz gittiğimizde mart ortasıydı ondan etrafta tomurcuktan
geçilmiyordu ama çiçekler henüz açmamıştı. 4-5 nisanda açması bekliyordu. Yine
çiçeklerin açması vesilesiyle şehirde Cherry Blossom Festivali düzenleniyor.
Daha çiçekler açmadan başlıyor bu festival, biz gittiğimizde de bir şeyler
çalan gruplar vardı küçük bir sahnede.
Yine de yavaş da olsa ağaçlar çiçeklenmeye başlamıştı mart ortasında :) |
İkinci Dünya Savaşı Anıtı da hemen dikkatinizi çekecek büyük anıtlardan. Hemen Washington Anıtı’nın
arkasında kalıyor.
Önde İkinci Dünya Savaşı Anıtı'nın bir kısmı, hemen arkasında Washington Anıtı, Amerikan Bayrağı ve Ay... |
İkinci Dünya Savaşı Anıtı’na varınca
uzaktan Lincoln Anıtı’nı da
göreceksiniz. Normalde bu iki anıt arasında bir tane daha havuz olması lazımdı,
ama biz gittiğimizde betondan başka bir şey yoktu.
Lincoln Anıtı'na yakından bakış |
Lincoln Anıtı'nın iç kısmı |
Yoksa siz hâlâ bir sonraki mesihi görmediniz mi? Nasıl olur, aya baksanız yeter, İsa'nın silüetiyle birlikte bu ilahi adamı da göreceksiniz.... |
Tüm bu anıtlar ve müzelerden sonra
işte Washington’un ve Amerika’nın merkezi Beyaz Saray :)
Açıkçası bizi altın kaplama
saraylara alıştırdıklarından mıdır nedir, Beyaz Saray inanılmaz küçük gözüktü
gözüme. Sırf benim değil aslında herkesin gözüne öyle gözüküyor sanırım, çünkü
yanımızdaki Amerikalılar bile “aa bu mu yani?” dediler. Yalnız yanlış
anlaşılmasın, yine de büyük bir villa gibi tabii ve böylesi bana çok daha
samimi geldi. Elbette dilediğinizde içeri girebileceğiniz bir yer değil, ayrıca
kapısında da binlerce köpekli polis nöbet tutuyor. Sarayı ziyaret etmek için de
aylar önceden randevu almak gerekiyormuş diye duymuştum. Gezmek istiyorsanız
aklınızda bulsun.
Son olarak National Mall’in ortasında
çimenlerin üzerinde birkaç büfe var, açlığınızı oradan giderebilirsiniz,
elbette ekonomik sayılmazlar. Ah, bir de çevrenizdeki küçük hırsızlara dikkat
edin :) Gerçekten çok evciller, siz daha fark etmeden patateslerinizi bir
sincap ya da kuş aşırabilir :)
Tabii kendiniz de besleyebilirsiniz :) |
İyi eğlenceler...
Bunlar da ABD gezimizle ilgili diğer yazılarım, ilginizi çekebilir (başlıklar açıldıkça bağlantılar aktif olacaktır.)
0 yorum:
Yorum Gönder