Cumartesi
günü, ayağımıza kadar gelen fırsatı tepmeyelim diyerekten bir dizi konser için
(Guitare En Scene), hemen Cenevre
sınırında bulunan Saint-Julien-En-Genevoise’a gittik.
Saat 18’de ilk konser başlayacağından
17:30 gibi içeri girmiştik. Zaten ne bir kuyruk vardı, ne de içerisi
kalabalıktı. Arabayı bile hemen yakına rahatça park edebilmiştik. Genelde hep
zor konserlere denk geldiğimizden olsa gerek bu durum bizi birazcık şaşırttı.
Bilet fiyatları da diğer konserlere nazaran, en azından öğrenci bileti alınca
oldukça ekonomikti (tam 55, öğrenci 20euro idi). Eh, ben de öğrenciliğin son
demlerini yaşayan biri olarak bu durumu kaçırmayayım dedim.
Konser alanı oldukça düzenliydi, yiyecek
ve içecekler türlü şeyi bulmak mümkündü. Elbette çok ucuz olmasalar da en
azından fahiş fiyatlara satılmıyordu hiçbir şey. İşin tek kötü yanı alışveriş
yapmak için istediğiniz para karşılığı kupon satın almaktı. Sanıyorum fazla
kuyruğun önüne geçmek için yapmışlar bu düzenlemeyi, oldukça da etkiliydi
kuyruk konusunda, ancak sorun eğer elinizde fazla kupon artarsa paranızı geri
alamayacağınız gerçeğiydi. Neyse ki tüm hesap kitabımızı yapıp öyle para
bozdurduk da herhangi bi bozguna uğramamış olduk :)
|
Lokanta-Otobüs bile vardı :) |
Konser alanında biri açık biri kapalı
olmak üzere iki sahne vardı. Ancak asla aynı anda iki sahnede birden performans
olmuyordu. Genel olarak bir o, bir diğer sahne şeklinde sıralamışlardı grupları.
Sanıyorum böylelikle ses düzeniyle ilgili problemlerin önüne geçiliyor, zaman
kazanılıyordu. İyi düşünmüşler bence. Kapalı olan sahne kısmında ayrıca
oturacak alan da mevcuttu. Sahneye çok uzak olmayan bu sandalyelerden stadyum
vari bir hava da konser izlemek oldukça rahat geldi bize.
|
Daha küçèk olan açık sahne |
İlk konser İsviçreli rock grubu Dirty
Sound Magnet’indi. Adını ilk defa duymuştuk, ancak oldukça güzel bir performans
sergilediler. Böylelikle bir saat sahnede kalarak iyi bir açılış yapmış
oldular.
|
Dirty Sound Magnet |
|
Dirty Sound Magnet |
İlk konseri ayakta geçirdikten sonra
ikinci konserin sahibi olan Alman heavy metal U.D.O grubunu izlemek üzere
kapalı sahnedeki sandalyelere yöneldik. Saat itibariyle henüz etraf
kalabalıklaşmamış olduğundan yer bulmak konusunda hiçbir sıkıntı çekmedik.
U.D.O da sahnede bir saat kaldı.
|
U.D.O. |
Saat 20:45’de sahne alacak olan
Avustralyalı hard rock grubu Airbourne’den önce karnımızı doyurmak üzere yemek
stantlarına yöneldik. Ancak özellikle Airbourne için gelen büyük bir kitle
çevreyi çoktan doldurmuş, biraz kuyruk oluşmuştu. Nitekim sandviçlerimizi alıp
sahneye yöneldiğimizde her yerin tıka basa olmuş olduğunu gördük. Yine de hâlâ
çevredeki çimenlik alanda yer vardı, biz de çimenlerin üzerine kurulup hem
rahat rahat konseri dinledik ve izledik, hem de karnımızı doyurduk.
|
Dışarıdan hiç de kötü değildi açımız. |
|
Dışarıdan hiç de kötü değildi açımız. |
|
Bir ara Airbourne'ün gitaristi izleyicilerin arasına karıştı. |
|
Airbourne |
Dördüncü
grup, yine İsviçre’den olan hard rock grubu Sideburn idi. Kendilerini
pek izleme şansımız olamadı çevredeki kalabalık sağ olsun, o yüzden biz de gidip
içecek bir şeyler alarak zamanımızı geçirdik. Sideburn konserinin sonlarına
doğru da diğer sahneye yönelip Steve Vai konseri için yerimizi almaya
gittik.
Amerikalı gitar virtüözü Vai’yi izlemek ise
tam bir zevkti. Nitekim konsere de sırf onun için gelmiştik, ancak diğer
gruplardan da oldukça memnun kaldık. Vai yaklaşık olarak 2 saat sahnede kaldı.
Ara ara bizimle sohbet etti (örneğin bu konserinin 2 yıllık bir konser
zincirinin son halkası olduğunu, stüdyoya gireceği için en az 2 yıl sahnelerde
olmayacağını söyledi), sık sık gitar değiştirdi ve bazı bazı robot kostümü
giyip sahneye çıktı. Kısacası bize oldukça eğlenceli 2 saat yaşattı.
|
Steve Vai |
|
Steve Vai |
|
Steve Vai |
|
Steve Vai |
|
Steve Vai |
|
Steve Vai |
Gecenin son konseri ise İngiliz blues rock
grubu Eric Sardinas & Big Motor’undu. Onları da bi’ 15-20 dakika kadar
dinledikten sonra konserlerini sonlandıramadan biz evin yolunu tuttuk.
|
Eric Sardinas & Big Motor |
Konser alanında en çok hoşuma giden şeylerden
biri insanların küçük bile olsa çocuklarını yanlarına alıp konserleri izlemeye
gelmiş olmalarıydı. Steve Vai’nin konseri gece 1’de bittiğinde etrafta sarhoş
olup kusan tipler görmektense, çocuklu aileler görmek beni daha çok mutlu etti.
Konser alanından bahsetmişken söylemeden geçmeyeyim tuvaletler de oldukça temizdi.
Hatta taşınabilir olmalarına rağmen ara ara alaturkaların da olması beni mutlu
etti.
Kısacası Cenevre sınırında, fakat Fransa’da,
hem sakin hem hareketli hoş bir gece geçirmiş olduk. Böylesi zevki konserlerde
tekrar görüşmek üzere.
0 yorum:
Yorum Gönder