|
Göl evinde kaldığımız iki gün boyunca manzaramız böyleydi |
Geçtiğimiz hafta sonu, sonunda muradımıza
erdik ve airbnb üzerinden bulduğumuz bir cottage
da (göl veya orman evi/kulübesi/kabini diyebiliriz) soluğu aldık.
|
Yoldan manzaralar |
|
Burada da kanola tarlaları varmış |
|
İşte Finlandiya'ya özgü yol işaretlerinden biri; dikkat geyik çıkabilir :) |
|
Finlandiya'da gördüğüm ilk ve son iki inek. |
Söylenene göre, nasıl ki her Fin’in evinde
bir sauna bulunmakta, her Fin ailenin de bir kulübesi var. Bu kulübeler
genellikle bir göl kıyısında ya da ormanın derinliklerinde bulunuyor
(Finlandiya’da da başka türlüsü beklenemez zaten, değil mi?). Duruma göre yaz
veya kış tatillerini geçirmek için kullanıyorlar. Çok büyük olmayan bu
kulübelerde muhakkak bir sauna bulunuyor. Özellikle göl kıyısındaysanız saunalar
genellikle bahçeye veya göl kıyısına kurulmuş oluyor.
|
Tipik bir sauna |
|
Saunaya girmeden önce küçük bir hol daha bulunuyor. |
|
Bizim kiraladığımız yerde de sauna ayrı bir kulübedeydi.
Saunamız tüterken |
|
Bu da saunanın verandasından göl manzarası |
Özellikle yazın bu evlerden birinde
konaklamak isterseniz birkaç ay önceden yer ayırtmanızda yarar var, yoksa
gerçekten de ev bulmak çok zorlaşıyor. Şansımız yaver gitti de biz güzel bir ev
bulabildik, ancak bulana kadar canımız çıktı gerçekten. Hem Helsinki’ye çok
uzak olmayan, hem de sakin, olanakları uygun, göl kıyısında bir ev bulmak
istiyorduk. Sonuçta Kouvola yakınlarda, Helsinki’ye arabayla 2 saat kadar
uzaklıkla bir yer bulduk. Helsinki’den Kouvola’ya giderken Porvoo’ya da uğramayı ihmal etmedik.
|
Porvoo'dan birkaç kare de paylaşmadan geçmeyeyim :) |
|
Tahta evler kasabası Porvoo Helsinki'ye 45 dakika uzaklıkta. |
Kalacak bir kulübe ararken fark ettiğim
ortak nokta ise bu kulübelerin çoğunda su olmadığıydı. Bazılarında elektrik de
yoktu ya da tuvaletleri dışarıdaki kabinlerdeydi. En başta bu durum garip gelse
de normal olduğunu anladıktan sonra insan ona göre araştırma yapıyor :) Siz de
araştırırken şaşırmayın diye söylüyorum. Su meselesine gelince, içmek için suyu
yanınızda getirmeniz en mantıklısı, bazı kulübeler biraz su bırakıp gidebiliyor
da. Ya da genellikle yakınlarındaki göl veya kuyular vasıtasıyla su
bulabiliyorsunuz.
Bizim kaldığımız ev, hemen göl yanındaydı.
Yakınımızda 2 – 3 tane daha göl evi olmasına ve içlerinde kalanlar olmasına
rağmen öylesine huzurlu bir ortam var ki çıt çıkmıyordu. Sık ağaçlar sayesinde
yan evleri zaten göremiyorsunuz. Göl kıyısındaki bu evlerin çoğunun tahtadan
küçük birer yüzer iskelesi bulunuyor. Gölü ve ağaçları, gökyüzünü seyretmek o
kadar rahatlatıcıydı ki sanırım bu iskelede zamanın nasıl geçtiğini fark
etmeden 1 saat kadar oturdum.
|
Göl evi de olsa, evi bulmak için sık ormanların arasından geçmek gerekiyor. |
|
Çoğu evin posta kutusu yol ayrımlarında :) |
|
Huzur depolarken... |
Bu tarz bir eve giderken içme suyuna ek
olarak yanınızda yiyeceklerinizi de getirmeyi unutmayın, çünkü en yakın market
arabayla yarım saat mesafede olabiliyor (bu evlerden birine ulaşmak için çok
büyük ihtimalle arabaya ihtiyacınız olacak). Evlerin çoğunda yemek pişirmek
için gerekli her türlü eşya oluyor. En kötü ihtimalle bir mangalı vardır :)
Biz kaldığımız evin ev sahibi ile hiç
karşılaşmadık, ancak sürekli olarak mesajlaştık, kendisi oldukça yardımsever ve
nazik davrandı mesajlarında. Adrese gittiğimizde kapı açıktı, içeride gerekli
bilgileri içeren bir kitapçık ve anahtarları bulduk. Evde banyo yoktu, ancak
banyo olarak saunayı kullanmak mümkündü. Yine evde su olmadığı için saunadaki
pompadan getirdiğimiz suyla bulaşık yıkadık. Su bulunmayan bu evlerde tuvalet
sistemleri de biraz farklı. Sanırım kuru ya da biyolojik denilen tuvaletler
kullanılıyor. Bizim kaldığımız yerde ikisi de mevcuttu, ancak biz sadece kuru
olanı kullandık. Bu sistemde işinizi hallettikten sonra tuvaletin içine kedi
kumu gibi bir şey döküyorsunuz. İlginçti :)
|
Birinci yatak odası |
|
İkinci yatak odası, buradan WC'ye geçiliyordu |
|
Kuru tuvaletimiz ve taşıma suyla dönen musluğumuz :) |
|
Bu da kedi kumumuzdu :p |
|
Salon kısmı |
|
Ev, sauna ve göl birbirine çok yakındı |
|
Veranda da çok rahatlatıcıydı, ancak sinekler rahat bırakmayabiliyor dikkat. |
Sauna adabı hakkında bir yazıyı gelecek
günlerde yayımlayacağım, o zaman link de açılacaktır, ancak yine de yazmış olayım, saunaya girerseniz
sauna-göl-sauna-göl gidiş gelişlerini yapmayı unutmayın. Su biraz serin olsa da
inanılmaz rahatlatıcı oluyor.
|
Ben "şimdi her yanı çamurdur bataklıktır diye düşünürken mis gibi bir gölle karşılaştık, tabii hemen derinleşiyor ve biraz yosunluydu. |
|
Sineklere dikkat! Gerçekten de sinir bozucular, pantolonun üzerinden bile sokuyorlar. En kuvvetli sineksavarlarınızı yanınızda götürmeyi unutmayın! |
Kalacağınız evde, bizimki gibi sandala
binme imkânı da olabilir. Dilerseniz balık da tutabiliyorsunuz, ancak tutmadan
önce izin belgesi almanız gerekiyor yakınlardaki bir yerlerden unutmayın.
|
Şansımıza birkaç nilüfer de açımıştı :) |
|
Sarısını ilk kez gördüm, belki başka bir çiçekti, bilemiyorum. (Kontrol ettim gerçekten sarı nilüfermiş :) ) |
Son olarak, gidişinizi yemiş zamanına
getirmeyi unutmayın. Yaban mersini, dağ çileği, ahududu toplamak hiç bu kadar
zevkli olmamıştı. Özellikle her yer yaban mersini kaynıyor (aslında bu tam
olarak yaban merisini değil sanırım, yani “blueberry”, “bilberry” diye kuzey
ülkelerine özgü bir yemiş. Blueberry’den farkı daha küçük olması. Ayrıca içi
kırmızı; mavi ya da sarı değil. Bu yemişler üzerine de bir yazı yazmam gerekecek sanırım:) (Derken yazdım, ama birkaç gün sonra yayımlanacak, linkini şimdiden ekleyeyim, yayımlanınca açılacak.) ).
|
Çevrede pek çok mantar da var, ama emin olmadan toplamamak en iyisi. |
Sırasıyla yaban mersini (ya da bilberry), dağ çiçeği ve ahududu:
|
Sanıyorum bunu da yiyebiliyoruz ama emin olmadığımızdan toplamadık. |
|
Yemiş toplarken karşılaştığımız küçük, renkli arkadaş |
|
Topladığımız bu yemişleri sonra bir güzel değerlendirip turta yaptık. Birkaç gün daha kalsak sanıyorum reçel yapacak kadar toplardık. |
Son olarak birkaç gün batımı karesi paylaşıp bitiriyorum efenim, sizin de yolunuz
Finlandiya’ya düşerse
birkaç günlüğüne de olsa bu huzuru tatmadan dönmeyin derim. İyi eğlenceler :)
0 yorum:
Yorum Gönder