28 Eylül 2015 Pazartesi

Kaynak
Bu sefer bir değişiklik yapıp günümüzün bilim haberleri hakkında yazdığım kısa bir makaleyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Özellikle yabancı kaynaklarda aşağıdaki iki konu hakkında da pek çok makale okumak mümkün, ancak Türkçe olarak basit bilgilere ulaşmak bazen zor olabiliyor :)

Lozan’da insan beyni projesi (Humain Brain Project) üzerine tartışa dursunlar, Amerika’daki Ohio State Üniversitesi’nden bilim insanları laboratuvar ortamında insan beyni geliştirmeyi başarmışlar.

İnsan beyninin nasıl çalıştığını kavramak 21. yüzyılın en önemli bilimsel hedeflerinden biri ve belki de en gereklisi; çünkü insan beyninin nasıl çalıştığını kavrarsak pek çok hastalığa da çare bulunabileceğini umut ediyoruz.  Bilim insanlarına göre ilk etapta Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar bu yapay beyin üzerinde test edilip geliştirilebilir. Tabii ki bu hastalıklar tedavileri olmadığı, doğrudan beyinle ilgili oldukları ve henüz nedenleri kavranamadığı için özellikle ilgi uyandırıyor, ama bunlara çare bulunmasıyla birlikte diğer sorunlarla ilgili çözümlere de ulaşmak kolaylaşacaktır.

 Bu arada yapay beyin deyince aklınızda öyle kocaman bir şey belirmesin. Ohio Üniversitesi’nden Rene Anand’ın söylediğine göre bu beyin sadece kuşun kalemlerin arkasındaki silgiler kadar büyük, ancak yakından bakıldığında tıpkı beş aylık bir fetüsü andırıyor.


Laboratuvarda yapay beyin üretilmesinin bir diğer avantajı iste elbette hayvanlar üzerinde denenen en azından bir takım deneylerden de vazgeçilmesi olacaktır. Tabii ki bu benim ve pek çok kişinin temennisi, gerçekte neler olur izleyip göreceğiz. Özellikle son günlerde Avrupa’da artarak devam eden türcülük karşıtı seminerler ve eylemlere katılanlar, yapay beynin elde edilmesiyle biraz daha rahat nefes alacaklardır. 

Bu noktada kısaca türcülük kavramını da açıklamakta fayda görüyorum. Türcülük karşıtı insanlar her türe eşit mesafede yaklaşılmasını, her türün aynı haklara sahip olmasını istiyorlar. İnsan bir hayvan türüdür, köpekler de bir hayvan türüdür, bu yüzden bir köpek de insanın sahip olduğu haklara sahip olmalıdır diyorlar. Bu hayvanlar arası ayrımcılık için de geçerli. Neden bir domuz, bir köpekle aynı haklara sahip olamıyor, gibi…


Ohio’daki bilim insanları hastalıklara çare üretebileceklerini umarak çalışmalarına devam ederken, yazının başında belirttiğim gibi Lozan’dakiler de yapay beyin projesi üzerinde çalışmayı sürdürüyorlar. Ancak Lozan’dakilerin hedefi biraz daha farklı… Bir kere tamamen yapay bir beyin üreteceklerinden (Ohio’dakinde insan hücrelerinden yola çıkılarak gerçek bir beyin üretiliyor), bu beyin bilgisayar temelli olacak. Aslında amaç yapay zekâyı geliştirmek; sonrasında da insan beyni ile yapay zekâ arasında bağlantı sağlayıp insan beyninin kapasitesini arttırmak. Hâlen kulağa oldukça sıra dışı ve bilimkurgusal gelen bu deneyler aslında artık yanı başımızda. Avrupa Birliği’nin İsviçre üniversitelerine verdiği yardım fonunu kesmesiyle birlikte bir süre zor günler yaşayan Lozan’daki politeknik üniversitesi, bakalım ilerleyen günlerde karşımıza ne gibi yeniliklerle çıkacak. Böyle giderse önümüzdeki yıllarda yapay zekâ savaşları da bilimkurgu kitaplarından çıkıp ete kemiğe bürünebilir diye düşünüyorum. 

0 yorum:

Yorum Gönder