Kaynak |
Bu sefer bir değişiklik yapıp günümüzün bilim haberleri
hakkında yazdığım kısa bir makaleyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Özellikle
yabancı kaynaklarda aşağıdaki iki konu hakkında da pek çok makale okumak
mümkün, ancak Türkçe olarak basit bilgilere ulaşmak bazen zor olabiliyor :)
Lozan’da insan beyni projesi (Humain Brain Project) üzerine tartışa dursunlar, Amerika’daki Ohio
State Üniversitesi’nden bilim insanları laboratuvar ortamında insan beyni
geliştirmeyi başarmışlar.
İnsan beyninin nasıl çalıştığını kavramak
21. yüzyılın en önemli bilimsel hedeflerinden biri ve belki de en gereklisi;
çünkü insan beyninin nasıl çalıştığını kavrarsak pek çok hastalığa da çare
bulunabileceğini umut ediyoruz. Bilim
insanlarına göre ilk etapta Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların
tedavisinde kullanılan ilaçlar bu yapay beyin üzerinde test edilip
geliştirilebilir. Tabii ki bu hastalıklar tedavileri olmadığı, doğrudan beyinle
ilgili oldukları ve henüz nedenleri kavranamadığı için özellikle ilgi
uyandırıyor, ama bunlara çare bulunmasıyla birlikte diğer sorunlarla ilgili
çözümlere de ulaşmak kolaylaşacaktır.
Bu arada yapay beyin deyince aklınızda öyle kocaman bir şey belirmesin. Ohio Üniversitesi’nden Rene Anand’ın söylediğine göre bu beyin sadece kuşun kalemlerin arkasındaki silgiler kadar büyük, ancak yakından bakıldığında tıpkı beş aylık bir fetüsü andırıyor.
Laboratuvarda yapay beyin üretilmesinin
bir diğer avantajı iste elbette hayvanlar üzerinde denenen en azından bir takım
deneylerden de vazgeçilmesi olacaktır. Tabii ki bu benim ve pek çok kişinin
temennisi, gerçekte neler olur izleyip göreceğiz. Özellikle son günlerde
Avrupa’da artarak devam eden türcülük
karşıtı seminerler ve eylemlere katılanlar, yapay beynin elde edilmesiyle biraz
daha rahat nefes alacaklardır.
Bu noktada kısaca türcülük kavramını da açıklamakta fayda görüyorum. Türcülük karşıtı insanlar her türe eşit
mesafede yaklaşılmasını, her türün aynı haklara sahip olmasını istiyorlar.
İnsan bir hayvan türüdür, köpekler de bir hayvan türüdür, bu yüzden bir köpek
de insanın sahip olduğu haklara sahip olmalıdır diyorlar. Bu hayvanlar arası
ayrımcılık için de geçerli. Neden bir domuz, bir köpekle aynı haklara sahip
olamıyor, gibi…
Ohio’daki bilim insanları hastalıklara
çare üretebileceklerini umarak çalışmalarına devam ederken, yazının başında
belirttiğim gibi Lozan’dakiler de yapay beyin projesi üzerinde çalışmayı
sürdürüyorlar. Ancak Lozan’dakilerin hedefi biraz daha farklı… Bir kere tamamen
yapay bir beyin üreteceklerinden (Ohio’dakinde insan hücrelerinden yola
çıkılarak gerçek bir beyin üretiliyor), bu beyin bilgisayar temelli olacak.
Aslında amaç yapay zekâyı geliştirmek; sonrasında da insan beyni ile yapay zekâ
arasında bağlantı sağlayıp insan beyninin kapasitesini arttırmak. Hâlen kulağa
oldukça sıra dışı ve bilimkurgusal gelen bu deneyler aslında artık yanı
başımızda. Avrupa Birliği’nin İsviçre üniversitelerine verdiği yardım fonunu
kesmesiyle birlikte bir süre zor günler yaşayan Lozan’daki politeknik
üniversitesi, bakalım ilerleyen günlerde karşımıza ne gibi yeniliklerle
çıkacak. Böyle giderse önümüzdeki yıllarda yapay zekâ savaşları da bilimkurgu
kitaplarından çıkıp ete kemiğe bürünebilir diye düşünüyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder