Münih ve Neuschwanst Şatosu maceramızdan sonra
Avusturya’yı kat ederek (çok da uzun bir mesafe değildi zaten, Şato’dan
İtalya’ya inmek yaklaşık 2,5-3 saat sürüyor; ama elbette trafik vardı, elbette
abartısız tam 2 saat kıpırdamadan kaldık o trafiğin içinde) tam da İtalya
Avusturya sınırında bulunan Resia’ya geldik.
31 Ağustos 2015 Pazartesi
27 Ağustos 2015 Perşembe
Schloss Neuschwanstein ya da Uyuyan Güzel’in Şatosu
27 Ağustos 2015 Perşembe - Hiç yorum yapılmamış
Disneyland’ın simgesi Uyuyan Güzel’in Şatosu’nun
Almanya-Avusturya sınırındaki Neuschwanstein Şatosu örnek alınarak yapıldığını
biliyor muydunuz?
Aslında doğruyu söylemek gerekirse ben pek
benzetemedim iki şatoyu birbirine. Ama Almanya’daki şatodan yola çıkarak
tasarlamışlar Disneyland’dakini.
Münih ziyaretimizden
sonra arabayla İtalya’ya doğru dönerken yolda bu şatoya da uğrayalım dedik. Ama
giderken yolda işler biraz karıştı ve sonunda şatoya kadar çıkamadık. Yani
sadece aşağıdan bakmakla yetindik.
24 Ağustos 2015 Pazartesi
Münih’in Orta Yerinde Sörf
24 Ağustos 2015 Pazartesi - Hiç yorum yapılmamış
Reischenbah Şelalelerinden sonraki durağımız Münih’ti. Elbette gönül
isterdi ki bir Oktoberfest zamanı gidelim, ancak denek gelemedik. Şimdi gitmek
hiç gitmemekten iyidir deyip yollara düştük.
Meringen – Münih
arası arabayla yaklaşık 2,5 saat sürüyor. Biz yine bir konferans için
Almanya’da bulunduğumuzdan şehrin merkezine trenle 20-25 dakika mesafedeki İbis
Budget’de konakladık. Ancak şehir merkezinde, ya da daha yakınında uygun fiyatı
başka oteller bulabileceğinizi düşünüyorum.
19 Ağustos 2015 Çarşamba
Reichenbach Şelaleleri ya da Sherlock’a Ağıt
19 Ağustos 2015 Çarşamba - Hiç yorum yapılmamış
Geçtiğimiz
ay Cenevre’den günübirlik Meringen’e, Reichenbach Şelalerini görmeye gittik.
Yolculuğumuz arabayla ortalama 2,5 saat sürdü. Trenle gitmek isterseniz sanırım
3,5 saate yakın sürüyor aktarmalar yüzünden. Olur da yolunuz Interlaken’e
düşerse, Meringen de aynı bölgede kaldığından girip bi şelaleleri görün derim.
Kaynak: Wikipedia |
Peki bu
şelalelerin özelliği ne?
(Bu noktadan itibaren
Sherlock Holmes’e göndermeler olabilir, “yahu niye yazdın sonunu, ben
bilmiyordum” diyen varsa okumasın, gerçi öyle açıkça şöylediğim bir şey de yok
ama uyarmış olayım :))
Elbette
bu kadar meşhur olmalarının en temel sebebi Sir Arthur Conan Doyle’un yazdığı Sherlock
Holmes karakterini buradaki şelalelerden atması.
Belki
de pek çok yazarın yaptığının aksine Doyle, Holmes ve Moriarty karakterlerini
ölümüne dövüştürmek için seçtiği bu noktayı kaleme almadan önce ziyaret
etmiştir. Daha doğrusunu söylemek gerekirse, İsviçre’ye yaptığı bir gezi
sonrası pek beğendiği bu şelaleleri kitabına ekleyecek kadar değerli bulmuştur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)