Geçen hafta havaların güzel gitmesini de fırsat bilip
Cenevre’ye arabayla 1 saat mesafedeki Bourget Gölü’ne (Lac du Bourget) gittik. Bourget Gölü tamamı Fransa sınırları
içinde kalan ve başlangıcı buzul olan en büyük doğal göl. Leman Gölü Bourget’den
daha büyük ancak tamamı Fransa’da kalmadığı için en büyük olamıyor.
44,5 kilometre karelik bu
gölün en derin noktası 145metreymiş. Nitekim gölün derinliklerinde vakti zamanında
düşen nazi uçakları mı istersiniz, yok efenim batan tekneler mi istersiniz,
hepsinden var.
Kaynak |
Kaynak |
Kaynak |
Gölde veya gölün çevresinde
yapabileceğiniz pek çok aktivite bulunuyor. Kuş gözleminden tutun doğa
yürüyüşlerine, bağ bozum etkinliklerine veya yüzmeye, kanoya kadar pek çok
etkinlik var. Biz yürüyüş yapmaya karar vermiştik. Gölü de tepeden
görebileceğimiz, bizi fazla zorlamayan bir yol seçmek amacıyla “Sentiers de
Rochetaillée et de la Croix de Beauvoir“ yolunu seçtik (Diğer parkurlara şuradan
ulaşabiliyorsunuz. Ancak internet sitesini İngilizce’ye çevirmeme karşın
hemen herşey Fransızca kaldı. Fransızcanız yoksa belki biraz zorlanabilirsiniz
anlamakta ancak en azından hangi parkur nerede, ne yapılır, zorluk derecesi ve
süresi nedir görebilirsiniz).
Bu parkur iki aşamadan
oluşuyor. Biri “Rochetaillée” kısmı diğeri de “Croix de Beauvoir” kısmı. Parkurumuza Chindrieux kilisesinin otoparkında
başladık.
Kilise de kısmen yukarıda kaldığı için göl ve dağ manzarası fena değildi.
Ayrıca bulunduğunuz yerden « Croix de Beauvoir » noktasını,
yani hacı da göreceksiniz. İlk varış noktanız orası olacak (ya da durumuna göre
ikinci varış noktasınız artık siz seçeceksiniz).
Manzara noktasindaki tenekeden bozma haç |
Kiliseden sonra yukarı doğru yürüyüp mezarlığı solunuza alacak şekilde
evlerin arasından yukarı çıkmaya devam etmeniz gerekiyor. Sonrasında yol ikiye
ayrılıyor gibi gözüküyor, soldan kıvrılan patikayı takip ettiğinizde yürüyüş
tabelalarına ulaşacaksınız. Bu noktada yolun ikiye ayrıldığını göreceksiniz.
Biri soldan haca devam eden yok, diğeri de sağdan tırmanışa devam eden yol. Çok
zorlayıcı olmaması lazım, ancak en başka hemen gözünüze ilişecek olan çarşak
noktasını gördüğümde pek cazip gelmedi o yoldan yürümek, o yüzden biz sadece
hacın bulunduğu manzara noktasına kadar yürüyüp oradan aşağı devam ettik.
Sonrasında hislerimize güvenerek (biraz da çevredeki işaretlere bakarak) kiliseye
geri dönmeye çalıştık. Bu arada bağ bozumu yoluna girmişiz, asmaların yanından
yürümek de güzeldi.
Bu kısa gezintimizden sonra (yine 1 - 1,5 saat sürmüştü herhalde), göl
kıyısına inmeye karar verdik. Yoldaki tabelaları takip ederek arabayla 5-10
dakikada gölün plaj kısmına vardık. Birden fazla plaj olması lazım, ama biz
sadece birine gidebildik. Chatillon’daydı gittiğimiz plaj. Oldukça
sakin bir yer olmasına rağmen etrafta bir sürü insan vardı ve hemen hepsi
yüzüyordu.
Plaj kisminda ayrica bir kafe de vardi |
Kanoya binen ya da balik tutanlar da yok degildi |
Dalgakiranin hemen iç kisminda, plajin öteki tarafindaysa ufak bir liman bulunuyor |
Biz suya dizlerimize kadar girmekle yetindik. 19 ekim ve dağ başı için
oldukça sıcaktı su. Ayrıca pırıl pırıldı. Sanıyorum yosunları ve taşları
temizlemişler, ancak yine de dikkatli olmakta yarar var, bana biraz balçık gibi
geldi kumlu kısım. Yani basınca ayağınız içe gömülüyor.
Biraz balçik gibi... |
...ama piril piril parliyor |
Bu da hemen yan taraftaki yosunlarla kapli liman kismi |
Kısacası iansımıza
hava pek güzeldi bu sayede sakin, yorucu olmayan hoş bir pazar günü geçirdik.
0 yorum:
Yorum Gönder