Black Sabbath benim için hep
"ah keşke biraz daha erken doğsaydım da dünya gözüyle bir
seyretseydim" dediğim bir gruptu. Tabii dünya gözüyle seyredebilmek için
diğer etken Avrupa ya da Amerika'da doğmuş olmaktı. Fark ettiyseniz grubun
dağılışlarından ve 2013 öncesi son albümlerinin -'95 tarihini gösterdiğinden
bahsetmiyorum bile... Kısacası Black Sabbath hakkında sürekli bir 'di'li geçmiş
zaman kullanma halindeydim, taa ki son albümleri 13'ün turnesi kapsamında
Avrupa'ya geleceklerini öğrenene kadar. Sanıyorum turne tarihleri
kesinleştiğinde haziran ayı başıydı, hemen listeye baktım, hani şansa
Cenevre'ye gelirler diye, ancak listede İsviçre yoktu. Hemen diğer
alternatifleri araştırmaya başladım ben de. Yanılmıyorsam Almanya'da iki
konserleri vardı, fakat ikisi için de yer tükenmişti. İngiltere'de bayağı
konserleri vardı, fakat İngiltere vizesi almak benim için bir kabustu... Derken
en mantıklı seçeneğin
Paris olduğuna karar verdim.
Paris olduğuna karar verdim.
Paris -
Cenevre arası trenle 3 saat sürüyor. Biletinizi erken alırsanız gidiş-dönüş
için 50 eurodan fazla vermemeniz gerekiyor (eğer tatil vakitlerine denk
gelmiyorsa) vs. İşte tüm bu olanakları düşünüp, taşınıp taa haziran başından 2
aralık 2013 Paris konserinin biletlerini satın alıverdik. Konser pazartesi
akşamına denk geldiği için biraz riskli bir gündü, ancak neyse ki işlerimizi
düzene koyduk ve yola koyulduk.
Dediğim gibi
Paris - Cenevre arası 3 saat, ancak normal şartlarda. Bizim gidişimiz,
bindiğimiz hızlı trenin lokomotif arızası tutunca 'anormal şartlar'a denk
geldiği için 4 saat sürdü; neyse ki bileti erken saate aldığımız için herhangi
bir sorun yaşamadık. Otelimize yerleştik, yapılacak işlerimizi hallettik ve
saat 19:30'da Bercy'nin yolunu tuttuk. Bercy için çok amaçlı spor salonu
diyebiliriz. Amaca göre gerek basket, gerek tenis, gerek başka bir spor dalı ya
da konserler için düzenleniyor. Sonuç olarak bir stadyumdan çok daha küçük, bir
basket sahası büyüklüğünde.
Bu civardaydi doluluk orani |
Yerimiz
sahnenin solunda, tirbün kısmındaydı. Tek sorun çevremizdeki izleyicilerin yaş
ortalamasının 70 olması idi. Ancak maşallah diyelim hepsinin elinde bir cep
telefonu, tüm konseri kaydettiler. Elbette sahaiçi kısım çok daha hareketliydi,
ancak boydan kaybedeceğimi ve herhangi bir şey göremeyeceğimi düşünerek tirbünde
karar kılmıştım. Nitekim salon çok geniş olmadığı için sahne rahatlıkla
gözüküyordu, fakat çevrede zıplayıp hoplayan bir tek ben olduğumdan neredeyse
bütün konseri oturarak seyretmek zorunda kaldım, çünkü insanların dışlama
potansiyeli yüksekti.
Her neyse...
Gelelim konser ortamına. Black Sabbath Paris'de şimdiye kadar 3 konser vermiş (1977,
1995 ve 2009). Bu yıl ki konserde satışa çıkan bilet sayısı 16000, satılan
bilet sayısı ise yalnızca 11000. Paris büyük bir şehir ve nispeten benim gibi
pek çok Fransa dışı konser izleyicisi vardı. Özellikle İspanya, İtalya ve
Portekiz'den gelen kişileri sırt çantaları ve konuşmalarından tanımak mümkündü
(hepsinin kalkıp gelmesindeki en büyük etken ise açıklanan ilk turne
tarihlerinde bu 3 ülkenin bulunmuyor oluşu). Peki bu ilgiye rağmen neden
tamamen dolmadı konser? Ya pazartesi olduğu için, ya da şimdiye kadar 3 tane
konser izleme şansı yakalamış olan Fransızlara olayın pek de ilginç gelmiyor
oluşu. Yine de bilemiyoruz tabii.
Konserin
başlangıç saati olan 20:00'de alt grup olan Uncle Acid & the Deadbeats sahnedeki yerini aldı. Uncle Acid
de yine Black Sabbath gibi İngiltere çıkışlı bir grup imiş. Cambridge'den. Fena
değillerdi, ancak 40 dakikalık performans bana biraz uzun geldi. Nitekim saat
20:40'da sahneyi terk ettiklerinde ilginç bir şekilde 20 dakikalık araya
girdik. Normalde bu alt gruplar insanları gaza getirmek içindir, fakat gel gör
ki 20 dakika ara verince insan pek ortama adapte olamıyor. Sonuç olarak saat
21:00'de Black Sabbath sahnedeki yerini aldı. Baterist Tommy Clufetos hariç tüm
üyeler (bas gitarda Geezer Butler, gitarda Tonz Iommi ve Vokalde Ozzy Osbourne
olmak üzere) grubun orijinal üyeleri. Hepsini birden aynı sahnede görmüş olmak
gerçekten çok güzeldi.
Herşey bir
yana Black Sabbath konseri şimdiye kadar gördüğüm en güzel konserlerden
biriydi, gerek sahne ve ışık düzeni, gerek 10 dakikalık güzel bir solo
performansı sergileyen Clufetos, gerek Ozzy'i canlı canlı izlemek, hepsi pek
güzeldi. Tek sorun seyircinin biraz ölü olmasıydı, o yüzden diyorum ki bir de
Türkiye yapsınlar da seyirci görsünler :)
NOT: Avrupa
için konser programı yapmak isteyenler varsa yeni tarihler açıklanmış. Almanya,
Polonya, Fransa, İtalya, İsviçre'ye yeni konserler eklenerek turne haziran
sonuna kadar uzatılmış. İstanbul'a da getirmeye çalışacaklar diye duydum, ancak
bilemiyorum. Tam tarihler için şöyle
buyurabilirsiniz: Black
Sabbath
0 yorum:
Yorum Gönder