4 Aralık 2013 Çarşamba



Black Sabbath benim için hep "ah keşke biraz daha erken doğsaydım da dünya gözüyle bir seyretseydim" dediğim bir gruptu. Tabii dünya gözüyle seyredebilmek için diğer etken Avrupa ya da Amerika'da doğmuş olmaktı. Fark ettiyseniz grubun dağılışlarından ve 2013 öncesi son albümlerinin -'95 tarihini gösterdiğinden bahsetmiyorum bile... Kısacası Black Sabbath hakkında sürekli bir 'di'li geçmiş zaman kullanma halindeydim, taa ki son albümleri 13'ün turnesi kapsamında Avrupa'ya geleceklerini öğrenene kadar. Sanıyorum turne tarihleri kesinleştiğinde haziran ayı başıydı, hemen listeye baktım, hani şansa Cenevre'ye gelirler diye, ancak listede İsviçre yoktu. Hemen diğer alternatifleri araştırmaya başladım ben de. Yanılmıyorsam Almanya'da iki konserleri vardı, fakat ikisi için de yer tükenmişti. İngiltere'de bayağı konserleri vardı, fakat İngiltere vizesi almak benim için bir kabustu... Derken en mantıklı seçeneğin
Paris olduğuna karar verdim.

Paris - Cenevre arası trenle 3 saat sürüyor. Biletinizi erken alırsanız gidiş-dönüş için 50 eurodan fazla vermemeniz gerekiyor (eğer tatil vakitlerine denk gelmiyorsa) vs. İşte tüm bu olanakları düşünüp, taşınıp taa haziran başından 2 aralık 2013 Paris konserinin biletlerini satın alıverdik. Konser pazartesi akşamına denk geldiği için biraz riskli bir gündü, ancak neyse ki işlerimizi düzene koyduk ve yola koyulduk.

Dediğim gibi Paris - Cenevre arası 3 saat, ancak normal şartlarda. Bizim gidişimiz, bindiğimiz hızlı trenin lokomotif arızası tutunca 'anormal şartlar'a denk geldiği için 4 saat sürdü; neyse ki bileti erken saate aldığımız için herhangi bir sorun yaşamadık. Otelimize yerleştik, yapılacak işlerimizi hallettik ve saat 19:30'da Bercy'nin yolunu tuttuk. Bercy için çok amaçlı spor salonu diyebiliriz. Amaca göre gerek basket, gerek tenis, gerek başka bir spor dalı ya da konserler için düzenleniyor. Sonuç olarak bir stadyumdan çok daha küçük, bir basket sahası büyüklüğünde.

Bu civardaydi doluluk orani
Yerimiz sahnenin solunda, tirbün kısmındaydı. Tek sorun çevremizdeki izleyicilerin yaş ortalamasının 70 olması idi. Ancak maşallah diyelim hepsinin elinde bir cep telefonu, tüm konseri kaydettiler. Elbette sahaiçi kısım çok daha hareketliydi, ancak boydan kaybedeceğimi ve herhangi bir şey göremeyeceğimi düşünerek tirbünde karar kılmıştım. Nitekim salon çok geniş olmadığı için sahne rahatlıkla gözüküyordu, fakat çevrede zıplayıp hoplayan bir tek ben olduğumdan neredeyse bütün konseri oturarak seyretmek zorunda kaldım, çünkü insanların dışlama potansiyeli yüksekti.



Her neyse... Gelelim konser ortamına. Black Sabbath Paris'de şimdiye kadar 3 konser vermiş (1977, 1995 ve 2009). Bu yıl ki konserde satışa çıkan bilet sayısı 16000, satılan bilet sayısı ise yalnızca 11000. Paris büyük bir şehir ve nispeten benim gibi pek çok Fransa dışı konser izleyicisi vardı. Özellikle İspanya, İtalya ve Portekiz'den gelen kişileri sırt çantaları ve konuşmalarından tanımak mümkündü (hepsinin kalkıp gelmesindeki en büyük etken ise açıklanan ilk turne tarihlerinde bu 3 ülkenin bulunmuyor oluşu). Peki bu ilgiye rağmen neden tamamen dolmadı konser? Ya pazartesi olduğu için, ya da şimdiye kadar 3 tane konser izleme şansı yakalamış olan Fransızlara olayın pek de ilginç gelmiyor oluşu. Yine de bilemiyoruz tabii.



Konserin başlangıç saati olan 20:00'de alt grup olan Uncle Acid & the Deadbeats sahnedeki yerini aldı. Uncle Acid de yine Black Sabbath gibi İngiltere çıkışlı bir grup imiş. Cambridge'den. Fena değillerdi, ancak 40 dakikalık performans bana biraz uzun geldi. Nitekim saat 20:40'da sahneyi terk ettiklerinde ilginç bir şekilde 20 dakikalık araya girdik. Normalde bu alt gruplar insanları gaza getirmek içindir, fakat gel gör ki 20 dakika ara verince insan pek ortama adapte olamıyor. Sonuç olarak saat 21:00'de Black Sabbath sahnedeki yerini aldı. Baterist Tommy Clufetos hariç tüm üyeler (bas gitarda Geezer Butler, gitarda Tonz Iommi ve Vokalde Ozzy Osbourne olmak üzere) grubun orijinal üyeleri. Hepsini birden aynı sahnede görmüş olmak gerçekten çok güzeldi.


Herşey bir yana Black Sabbath konseri şimdiye kadar gördüğüm en güzel konserlerden biriydi, gerek sahne ve ışık düzeni, gerek 10 dakikalık güzel bir solo performansı sergileyen Clufetos, gerek Ozzy'i canlı canlı izlemek, hepsi pek güzeldi. Tek sorun seyircinin biraz ölü olmasıydı, o yüzden diyorum ki bir de Türkiye yapsınlar da seyirci görsünler :)

NOT: Avrupa için konser programı yapmak isteyenler varsa yeni tarihler açıklanmış. Almanya, Polonya, Fransa, İtalya, İsviçre'ye yeni konserler eklenerek turne haziran sonuna kadar uzatılmış. İstanbul'a da getirmeye çalışacaklar diye duydum, ancak bilemiyorum.  Tam tarihler için şöyle buyurabilirsiniz: Black Sabbath 



0 yorum:

Yorum Gönder