Pisa aslında uzun zamandır ziyaret etmek istediğim, pek çok kez yakınından geçtiğim (bkz. Floransave Roma gezilerimiz) ancak bu yıla kadar gezmenin kısmet olmadığı küçük bir şehir.
Yine bir
konferans vasıtasıyla 3-4 günlüğüne Pisa’yı görmeye gittik. Madrid’ten doğrudan uçuşla yaklaşık 2 saat sonunda Pisa havalimanına indik.
Sanırım Türkiye’den THY de Pisa’ya doğrudan uçuş düzenliyor, çünkü biz
gittiğimizde havaalanının hemen her yerinde THY reklamları vardı.
Pisa o kadar
küçük bir yer ki, fazla eşyanız yoksa ve yürümek isterseniz havalimanından
merkeze yürüyerek gitmek yaklaşık kırk dakika sürüyormuş. Biz çoluk çocuk ve valizler halinde olduğumuzdan bir taksiye atladık.
10 dakikada şehir merkezine vardık, sanırım 10 Euro gibi, belki daha az bir
tutar ödemiştik.
Şehre trenle
gelirseniz de gardan merkeze yürümek yaklaşık yirmi dakika. Bu arada merkez olarak Cavalieri Meydanı’nı aldım. Oradan da bir beş
dakika mesafede Pisa Kulesi bulunuyor.
Buraya gelirken
araba kiralamanızı tavsiye etmem, genel olarak şehri de yine yürüyerek
rahatlıkla gezebilirsiniz. Ayrıca merkezi kısma şehir dışından arabaların
girişi kısıtlı. Sadece, sıcak yaz günlerinde
giderseniz yürümek biraz sorun olabilir. Biz mayıs ayında gitmiştik, hava
öğlenleri çok sıcak olduğu için güneşin kuvvetli olduğu saatlerde pek dışarı
çıkmadım. Zaten çoğu yer akşama kadar açık, gezerken sorun olmayacaktır.
Konaklama
ve Yeme-İçme
Pisa’da konakladığımız yer Hotel Leonardo idi. İnternet puanı çok yüksek gözükmese de biz
genel olarak memnun kaldık. Öyle pek kaliteli bir kahvaltısı yok, oda fiyatına
dâhil değilse ekletmeyin derim. Onun dışında ortalama bir oteldi.
Yeme-içme
konusunda, özellikle de barlar açısından Pisa oldukça kalabalık bir yer. Şehirdeki öğrenci nüfusunun da
bu konuda katkısı olsa gerek. Tek sorun elemanların pek nazik olmaması.
Eşim İtalyan olmasına rağmen en başta çocuklu olduğumuz için mi garip
davranıyorlar diye düşündük, ancak başkalarıyla konuştuğumuzda da Pisa’daki
insanların genel olarak pek nazik olmadığı karşılığını aldık. O yüzden hal ve
tavırlarını şahsınıza almayın derim :) Örneğin dışarıda mı içeride mi oturmak
istersiniz diye soruyorlar, dışarıda derseniz bozuluyorlar, içerisi denirse pek
sorun yaşanmıyor, ancak bu sefer de sizi kuytu bir yere atıp ilgilenmeyi
unutabiliyorlar (!) Tavırlar bana biraz Sultanahmet vari geldi :D
Lokanta olarak bize Pizzeria
il Montino’nun güzel olduğu söylendi, bir akşam orayı denemeye karar
verdik, küçük bir yer zaten, önünde birkaç boş masa vardı, birine oturur oturmaz
garsonun teki gelip “burası rezerve” dedi. Başka yer gösterdik orası da rezerve
dedi. Baktık pek sempatik bir yer değil, ne oturacak yer gösteriyorlar, ne de
biraz bekleyin diyorlar, kalkıp gittik. Hemen yakınındaki Pizzeria Zero Zero’ya girdik. Orası da bizi içeriye attı, neyse ki bu
işe pek takılmadık pizzası fena değildi ama garsonlardan biri galiba elinde
sigarayla mutfağa daldı…
Başka bir akşam arkadaşlar Ristorante alle Bandierine’ye yemeğe davet etti. Burası daha şık ve
biraz daha pahalı bir yer, yerel yemekleri tatmak için güzel bir alternatif.
Çocuklu olmamız sorun yaratmadı.
Dondurma
seviyorsanız (ki sevmeyen var mıdır bilemiyorum) kesinlikle Gelateria De' Coltelli’ye
gitmeniz gerek. Kendi yapımları dondurmalar pek lezzetliydi, hemen her gece
soluğu orada aldık :D
İki akşam da barda yedik. Bütün barlar böyle miydi
bilemiyorum ama biz gittiğimizde
Pisa’daki moda, barda büfeden yemek yemekti. Bunun için de bir alkollü içki
(ya da alkolsüz kokteyl falan da oluyor) satın almanız. Ardından gidip büfeden
sınırsız yararlanabiliyorsunuz. Büfede genellikle küçük sandviçler, pizzalar,
çeşitli salatalar, bazen mezeler oluyor, oturmadan önce içeriye girip
bakabilirsiniz. Bu arada çocuklu aileler için yazayım, biz iki yaş altındaki
kızımızı tabağımızdan besledik, bir şey diyen çıkmadı. Sanırım 19.00 gibi
açılıyor bu büfe işi, ama kaça kadar sürüyor tam bilemiyorum. Bir akşam Bazeel
Pisa’da büfe işini denedik, ancak diğer akşam nereye gittiğimizi tam hatırlayamadım
:D Pizza için Pizzeria Giorgio Pisa da
güzeldi.
Öğle yemeklerini genellikle sandviç şeklinde ya da
üniversiteye yakın yerlerde (Pizzeria
Nika gibi) yiyerek geçirdik, La
Ghiotteria ise merkezde öğle yemeği için tercih ettiğimiz bir yer oldu.
Tatmin olduk. Bu arada Pizzacı (Pizzeria) olarak geçen yerlerin çoğunda fiks
öğlen menüleri (ön yemek, ana yemek, tatlı gibi) olabiliyor, inceleyin derim.
Gezilecek
Yerler
Gelelim Pisa’da gezebileceğiniz yerlere.
Elbette şehirdeki en meşhur kısım Piazza dei Miracoli olarak bilinen meydan. Pisa Kulesi, Katedral, Vaftizhane, önemli müzeler, hepsi burada
bulunuyor. Buralara girmek için çeşitli bilet alternatifleri var. Hepsine
bilet, ikisine bilet vs gibi. Biletlere opapisa.it
adresinden ulaşabilirsiniz ya da dilerseniz meydanda da iki ayrı bilet
gişesi olacak.
Biz hepsini uzaktan fotoğraflamakla yetindik. Pisa Kulesi'nin tepesine çıkmak pek anlamlı gelmedi, dışarıdan görmek daha ilginç
bence. Tek üzüldüğüm vaftizhane oldu
çünkü içeride harika bir akustik varmış.
Sanırım her yarım saatte bir görevlinin biri gelip sesin içeride nasıl
yankılandığını örnekliyormuş.
Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim, Pisa Kulesi İtalya'daki tek eğik kule değil, aslında Bolonya'da da eğiklik açısından benzerleri var, ilginizi çekiyorsa Bolonya yazıma davetlisiniz.
Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim, Pisa Kulesi İtalya'daki tek eğik kule değil, aslında Bolonya'da da eğiklik açısından benzerleri var, ilginizi çekiyorsa Bolonya yazıma davetlisiniz.
Gezebileceğiniz ikinci meydan Piazza dei Cavalieri. En başta sadece yayalara açıkmış gibi görünse
de dikkat edin, bisikletler, vespalar, arabalar gırla. Yolun nereden nereye
gittiğini de en başta anlayamayabiliyorsunuz.
Scuola Normale Superiore |
Yine bu meydanda bir Pisa üniversitesi olan “Scuola Normale Superiore”nin fen
bilimleri binası (Palazzo della Carovana)
bulunuyor. Bu üniversite özellikle
fizik, kimya ve matematik gibi fen alanlarında dünya sıralamasında oldukça
yüksekte ve İtalya’da da birinci sırada bulunuyor. Yani öğrencilerin
Pisa’yı tercih etmesi boşuna değil, ama tabii şehir bir de Pisa Üniversitesi var,
o bu okuldan farklı bir akademik kuruluş aslında.
Bu iki meydan dışında şehrin ortasından geçen Arno Nehri kıyısında da görecek pek çok
yer var. Örneğin Pisa Hisarı, Santa
Maria della Spina Kilisesi, sanat galeriyle ilgileniyorsanız Palazzo Blu, Mezzo Köprüsü’nün iki ucuna konuşlanmış iki ayrı meydan (Piazza
Garibaldi ve Piazza XX Settembre) vb.
Santa Maria della Spina Kilisesi, Arno Nehri ve fonda dağlar |
Piazza Garibaldi |
Fortezza Köprüsü tarafından şehir sularına giriş
yaparsanız karşınıza hoş bir park çıkacak. Bu parkın içerisinde bir de
çocuk parkı bulunuyor. Benim şehir merkezinde görebildiğim tek park burasıydı,
çocuğunuz varsa kesinlikle tavsiye ederim. Hava sıcak olsa bile ağaçlık alan
olduğu için fazla sorun olmuyor. Biz üç gün arka arkaya aynı saatlerde gittik,
kızım arkadaş bile edindi :D
Şehrin en meşhur caddelerine değinmeden geçmeyeyim.
Bu arada duvar resimleri
(mural) ilginizi çekiyorsa, hemen tren istasyonunun yakınlarında Keith Haring’e
ait Tuttomondo adlı bir mural var.
Vittorio Emanuele II Meydanı |
Bunlar da Pisa Kulesi'ni çekmeye çalışan turistlerin ilginç görüntüleri :)
0 yorum:
Yorum Gönder