Geçtiğimiz
günlerde, Romalılardan kalma şahane su kemeriyle gönlümüzü
fetheden Segovia’yı gezme şansımız oldu.
Arabayla Madrid’den
yaklaşık olarak 1 saat kuzeyde bulunan bu şirin şehri
vaktiniz varsa kesinlikle ziyaret etmenizi öneriyorum. Şehre trenle
ulaşmak isterseniz yolculuğunuz yaklaşık olarak 2 saat sürecek.
Biz arabayla gittik. Bizim gibi yapacaklara tavsiyem, şehrin hemen
girişinde bulunan kapalı otoparka arabalarını park etmeleri.
Av. Via Roma üzerinde kalıyor otopark. Birkaç girişi var
sanırım, biz tam nereden girdik hatırlayamıyorum ama gps’e
girince götürmüştü :D Şu iki adres gözüküyor
internette : « Av. Vía Roma, 2, 40003
Segovia » ve «Av. del Padre Claret, 6, 40001 Segovia ».
Hemen birbirine paralel caddeler zaten, büyük ihtimalle ikisi de
aynı otopark.
Şehrin
sembolü su kemeri, 1985 yılında UNESCO dünya mirası listesine
girmiş. Fransa’daki “Pont du
Gard” su kemeriyle birlikte en iyi korunmuş su kemerlerinden
sayılıyor. Kemerin uzunluğu yaklaşık olarak 15 kilometreymiş.
En yüksek kısmı 28,5 metre ve şehrin girişinde sizi görkemle
karşılıyor. İstanbul’daki Bozdoğan/Valens su kemeri ile bir
karşılaştırma yapmak isterseniz, İstanbul’daki 29 metre, hemen
hemen aynı yükseklikteler. Tek fark Segovia’dakinin altından
arabaların geçmemesi :)
Bu su
kemerlerini sağdan soldan, alttan üstten fotoğraflayabileceğiniz
pek çok nokta bulunuyor. Özellikle kemerlerin altından şehrin
girişine doğru geçtiğinizde, sağınızda dik merdivenler
göreceksiniz. Oradan yukarı çıkarsanız tepeden
fotoğraflayabilirsiniz. Merdiven çıkmaktan hoşlanmıyorsanız bir
yokuş üzerinden de tepeye ulaşmanız mümkün. Sağ yerine sola
yönelip az ilerideki dönemece kadar giderseniz, daracık sokakların
içinden uzağa doğru yol alan kemerlerin devamını görebilirsiniz.
Kemerlerin altından geçerek şehre girmeden hemen önce. |
Kemerlerin altından geçtikten sonra sağa baktığınızda göreceğiniz merdivenler |
Merdivenlerin tepesindeki manzara noktasına doğru ilerlerken... |
Az kaldı :) |
Ve işte manzara... En sol orta kısımda cam bir asansör göreceksiniz, biz arabayı park ettikten sonra o asansörden çıktık. |
Bu da kemerlerin altından geçmeden önce solda göreceğiniz merdivenler. |
Merdivenleri çıkarsanız sokağın sonunda kemerin nasıl döndüğünü görebilirsiniz. |
Sokaklar arasında uzayıp giden kemer... |
Şehir
merkezi genel olarak arabalara kapalı. Elbette pek çok araba yolu
da var ama bir turist olarak o yollara arabayla sapmak pek eğlenceli
olmayabilir. Hem daracıklar, hem de labirent gibiler. Ancak demek
istediğim yürüyerek şehri rahatça
gezebileceğiniz. Şehrin bir ucundan
diğer ucuna, yani su kemerinden kaleye kadar yol üzerinde pek çok
kilise göreceksiniz. Bu kiliselerin çoğu Romalılardan kalma. Bir
de büyük katedrali var. İçeri giriş ücretli. 3€, sanırım
çan kulesine çıkmak isterseniz de 7€. Biz içeri girmedik.
Çeşitli açılardan katedral:
Bu karelerde de şehirdeki diğer kiliseleri görebilirsiniz:
Turist
kalabalığını takip ettiğiniz zaman doğrudan kaleye
varıyorsunuz. Alcázar
de Segovia gerçekten görkemli bir
kale. Söylenene göre Disney’in Uyuyan Güzel şatosu bu şatodan
esinlenilerek yapılmış. Ancak blogumu takip edenler varsa, Almanya
Avusturya sınırında kalan Füssen’deki
kalenin de Uyuyan Güzel’in şatosunaesin kaynağı olduğunu yazmıştım. Artık ikisi de mi ilham
verdi, yoksa tesadüfen mi benziyorlar bilemiyorum ancak Segovia’daki
kale gerçekten de çarpıcıydı. Açıkçası giriş kapısına
kadar gidip de hendeğe doğru bakana kadar bu çarpıcılığın
farkında değildim. Ancak o kadar yüksekti ki bir an için başım
döndü gerçekten. Ayrıca elimde geniş açı objektif olmasına
rağmen hendekle kaleyi bir arada kadraja sokamadım. Gerçi bunda
biraz da kalenin tepesinde konuşlanmış güneşin payı vardı ama
ne yapalım.
Kale tarafından katedrale bakış |
Bana
her zaman kalelerin içi değil de dışı daha alımlı geldiği
için içini gezmedik. Ancak sonradan aklıma geldi, kale neredeyse
bir tepenin ucuna inşa edilmiş, arabayla aşağı kısma gidip,
diğer tarafından da kaleyi fotoğraflayabilirdik belki. İmkanınız
varsa siz yapın derim :) Kaleyi gezmek isterseniz toplam ücret 8€
imiş (2019 itibariyle). Dilerseniz 5,5 euroya sadece müze ve kaleyi
gezebiliyor ya da sadece 2,5 euroya kuleye çıkabiliyormuşsunuz.
5-16 yaş arası ve 65 yaş üstü indirimli giriş yapabiliyor. 5
yaş altı ücretsiz. Bilginize.
Biz
kaleyi de gördükten sonra, geldiğimiz yola paralel bir başka
yoldan dönüşe geçtik. Segovia rahatlıkla günübirlik, yürüyerek
gezebileceğiniz bir şehir. Oldukça da şirin. Gezi listenize
eklemenizi öneririm :)
Aşağıya
gezimizden çeşitli fotoğraflar bırakıyorum. Herkese iyi
gezmeler!
Hemen her İspanyol şehrinde olduğu gibi Segovia'da da dış cephe, pencere, balkon ve kapı süslemeleri önemli bir yer edinmiş kendine:
Yine Romalıların geçtiği her yerde karşımıza çıkan emziren kurt heykeline burada da rastladık.
Sokaklarda yürürken bir anda karşınıza çok hoş manzaralar çıkabiliyor:
Sokaklardan birkaç kare ve yine su kemerleriyle bu yazımı sonlandırayım :)
0 yorum:
Yorum Gönder