Evet, uzun bir aradan sonra sonunda
bilgisayarın başına oturup “kuzey ışıklarının peşinde” başlıklı yazı dizimin
son başlığını açabildim. Bu yazımın öncesi niteliğindeki diğer yazılarıma da
göz atabilirsiniz:
Kutup ışıkları diye adlandırılan doğa
olayı, kutup bölgelerinde görülen ve yeryüzünün manyetikalanı ile güneşten
gelen çeşitli ışımaların kesişmesi sonucu oluşan doğal ışımalardır. Bu ışımalar
kuzey yarıküredeki kutup noktasına yakın yerlerde gözlemlenirse Kuzey Işıkları
veya Aurora Borealis, güney yarıkürenin kutup noktasına yakın yerlerde
gözlemlenirse de Aurora Australis veya Güney Kutup Işıkları olarak
adlandırılır. Ben bu yazımda sizlere Aurora Borealis’ten/Kuzey Işıkları’ndan
bahsedeceğim.
Genel olarak kuzey ışıkları yılın her günü
ve her anında oluşabilir. Ancak yazın özellikle dünyanın kuzey kutup bölgesine
yakın bölgelerde güneş yaklaşık olarak üç hafta batmadığı ve gündüzler
fazlasıyla aydınlık olduğu için bu ışıkları gözlemleme imkânımız yoktur. O
yüzden yılın yaklaşık 200 günü bu doğa olayına tanık olma şansınız vardır.
Ancak adı üstünde şans… Işıkları görmenizi engelleyen başka etmenler de
olabilir. Örneğin hava yağışlı olabilir, hiçbir şey yağmasa bile gökyüzü
bulutlu olabilir, ışıkları gözlemlemek için kaldığınız yerde fazla ışık
olabilir vs.
Aşağıya, madde madde, kendi gözlemlerim
çerçevesinde, amatör bir fotoğraf tutkunu olarak kuzey ışıklarını fotoğraflamak
üzerine önerilerimi paylaşacağım. Umarım sizin de işinize yarar. Şansınız bol
olsun :)
- Uygun zamanı/mevsimi tespit etmek: Yukarıda da belirttiğim üzere kuzey ışıklarını yazın görmeniz imkânsız. Aurora sezonu olarak genellikle Ekim – Nisan ayları arası önerilmekte. Ancak bu önerinin havanın yağmurlu olacağı ayları es geçtiğini düşünüyorum. Tahminimce ekim-kasım ve mart-nisan ayları yağmur bakımından zengin aylar. Aralık ayı da hem yağmur, hem de kar olarak karışık bir ay, ayrıca noel ve yılbaşı gibi tatiller de bu aya rastladığından fiyatlar tavan yapabilir. Ocak-Şubat veya Mart başının kuzey ışıklarını gözlemlemek için en ideal aylar olduğunu düşünüyorum.
- Uygun yeri tespit etmek:
o
Ülke tercihi: Elbette kuzey ışıkları için kuzeyde kalan
ülkelerden birini tercih etmek gerekiyor :) Avrupa için konuşursak İzlanda,
Norveç, İsveç ve Finlandiya bu konuda başı çeken ülkeler. Biz hâlihazırda
Finlandiya’da olduğumuz için burada bir yer seçmek istedik. Ayrıca Norveç ve
İzlanda’da fiyatlar başını alıp yürüdüğü için bütçemiz de pek elvermiyordu
zaten. Finlandiya hem daha az turistik kalıyor, hem de fiyatları daha makul.
Elbette son dakikaya kalırsanız ya da “Aurora otel” tarzı bir yer arıyorsanız
her yer lüks kalır.
o
Ne kadar kuzeyde olmalı?: Bazen (yılda 1-2 kez), şansınız varsa
Helsinki’den bile kuzey ışıkları görmek mümkün. Ancak kalacağınız yer ne kadar
kuzeyde olursa o kadar iyi. Şansınız artar. Örneğin bizim kaldığımız Sevettijarvi
69°5’ enleminde bulunuyordu; Avrupa’nın en kuzey noktası sayılan Norveç’teki
North Cape 71°1’ enleminde. En kuzeydeki başkent unvanına sahip Reykjavik 64°1’,
en kuzeyde kalan ikinci başkent unvanına sahip Helsinki ise 60°1’.
o
Kalacak yer tercihi: Bence sakin ola “Aurora otel” tipi
otellerin pazarlamasına kanmayın. Bir kere bu oteller şehir merkezlerine çok
yakın. Ayrıca pek çok kişiyle bir arada kaldığınız kamp alanları gibi
düşünebileceğinden ışık kirliliğiyle karşılaşmanız olası. Bu otellerin tek
avantajı genellikle camekânlı iglolar (Eskimo evleri) şeklinde tasarladıkları
odaları. Bu noktada sıcak yatağınızdan çıkmadan dışarıda olup bitenleri
görebiliyorsunuz. Ancak bulunduğunuz yerde yoğun bir ışık hareketliliği
olmazsa, bu gibi otellerde ışıkları görmekte zorlanacaksınız. Onun için en
güzeli, bizim yaptığımız gibi airbnb gibi bir yerden, doğa içinde, mümkünse
herhangi bir göle yakın (Finlandiya’da binlerce göl olduğu için sorun
yaşayacağınızı sanmıyorum) küçük bir göl/orman evi/kulübesi kiralamanız. Böylece
ışık kirliliği yaratabilecek havalimanı, yakındaki diğer evler, büyük şehirler,
fabrikalar gibi alanlardan uzaklaşmış olacaksınız. Kalacağınız yeri göl
kıyısında seçmenizin artısı ise göllerin büyük derin boşluklar yaratarak ışıkları
daha iyi görmenizi sağlamaları. Şöyle düşünün, ağaçlarla kaplı bir ormanda mı,
yoksa bir göl kıyısında mı ufku daha iyi görürsünüz? Göl kıyısında olmak size
daha geniş bir bakışıcısı sunacağından farklı noktalarda oluşabilecek ışıkları
da gözlemleyebilirsiniz.
Göl kenarında olmanın avantajını fotoğrafta da görüyorsunuz. |
- Kaç gün kalmalı?: Hangi dergide okuduğumu hatırlayamadığımdan kaynak veremeyeceğim ancak okuduğum istatistiksel bir araştırmaya göre kuzey ışıklarını görmeyi garantilemek istiyorsanız gittiğiniz yerde en az 5 gün geçirmeniz söyleniyordu. Ben bunun 1 hafta olmasının en uygunu olacağını düşünüyorum. Nitekim biz de gittiğimiz yerde 1 hafta kaldık ve sadece 1 gün kuzey ışıklarını görebildik. Elbette 4-5 günlüğüne gidip hiç göremeden dönen veya sadece bir günlüğüne kuzeyi ziyaret ettiği sırada ışıkları gören tanıdıklarım da var. Ancak bu kadar isteyerek ve para harcayarak geleceğiniz bir geziyi 2 gün daha uzatmaktan zarar gelmez diye düşünüyorum :)
- Gelelim uygulamalara…: Kışın soğuğunda, Tanrı’nın unuttuğu bir yerde, -40ları bile görebileceğiniz havalarda, dışarıda oturup balık tutar gibi ışıkları beklemek pek akıl kârı değil. Ola ki kiralayacağınız yer doğrudan göle falan bakmıyorsa, arada bir çıkıp uzaklaşıp, ışık var mı diye kontrol edip gelmeniz gerekebilir. Elbette bu durumu kolaylaştıran çeşitli uygulamalar var. Öncellikle ışıkları görmek için gittiğiniz ülkenin veya şehrin herhangi bir Aurora uygulaması var mı onu araştırın. Gelelim benim kullandığım internet siteleri ve uygulamalara…
o
Aurora Service: Bu internet sitesinin merkezi Finlandiya’da
ancak hangi ülkeye giderseniz gidin kullanabilirsiniz. Basit ve ücretsiz bir
site. Tek yapmanız gereken saatlik ve anlık Aurora derecelerini takip ederek
bulunduğunuz yerden görüp göremeyeceğinizi kestirmeniz. Ana sayfaya girince
sağda bir gösterge göreceksiniz. Bu göstergede KP değeri üzerinden anlık Aurora
dereceleri veriliyor. Göstergede yazan KP değerinin, sizin bulunduğunuz
şehirin/enlemin kp değerine uygun olup olmadığını kontrol etmeniz gerekiyor. Anasayfada
da var ancak aşağıda paylaştığım haritadan da hangi KP değer aralığında
bulunduğunuzu olduğunuzu görebilirsiniz.
o
My Aurora Forecast: Gelelim daha pratik bir uygulamaya. “My
Aurora Forecast” adlı bu uygulamayı playstore’da bulabilirsiniz. Sanırım Apple
için de bulabiliyorsunuz. Ücretsiz. Aynı adla bir de ücretli olanı var “pro”
yazıyor ama aynı şey, tek fark ücretli olanın reklamsız olması. Bu uygulama
sayesinde oturup KP hesaplamak zorunda kalmıyorsunuz. Uygulamanın yerinizi
tespit etmesine izin verirseniz size anlık ve saatlik (hatta genel bir şekilde
haftalık) olarak bulunduğunuz yerden kuzey ışıklarını görüp göremeyeceğinizi
söylüyor. Bulunduğunuz yerde ışıkların hareketliliği, yoğunluğu ve hava durumu
gibi verileri harmanlayan bu uygulama benim çok işime yaradı. Sanırım ışıkları
görme olasılığım “%17” iken dışarı çıkmıştım ve ben çıktıktan 2-3 dakika sonra
ışıklar gökyüzünde dans etmeye başladı.
o
Clear Outside: Bu aslında bir hava durumu uygulaması. Ancak
diğer hava durumlarından farklı bulunduğunuz yerde gökyüzünü ne kadar görüp
göremeyeceğinizi de size söylüyor olması. Örneğin hava yağmurlu olmayabilir
ancak bulutludur ve gökyüzünde tek bir yıldız bile göremezsiniz. İşte bu
uygulama sayesinde hangi saatte hava nasıl görmek mümkün. Bir önceki uygulama
saatlik tahmin verdiği için verileri bu uygulama ile birlikte takip ederseniz
örneğin gece saat 3’de havanın bulutsuz olacağını görüyorsanız yatmadan
saatinizi 3’e kurabilir ve böylece tüm gece oturmak durumunda kalmazsınız :D
Gayet yıldızlı, açık bir gökyüzü ancak Aurora etkinliği yok. |
Bu da gayet bulutlu, kapalı bir gökyüzü. Bir yıldız bile yok; doğal olarak bir ışık etkinliği varsa bile göremiyoruz. |
Peki Ya Fotoğraflamak?
Evet, yukarıda size fotoğraflamaya gelene
kadar Kuzey Işıkları için uygun koşulları nasıl sağlayabileceğinizi anlatmaya
çalıştım. Şimdide gelelim işin fotoğraflama kısmına…
Ekipman: Işıkları
fotoğraflayabilmeniz için kesinlikle pozlama süresini ayarlayabileceğiniz
profesyonel bir fotoğraf makinesine ihtiyacınız var. Cep telefonları ne kadar
başarılı olursa olsun ışıkları algılayamayacaktır. Fotoğraf makinesinin titremesini
önlemek için bir üçayak ve bir uzaktan veya zamanlayıcılı kumandaya ihtiyacınız
olacak. Ayrıca gökyüzünde olabildiğince büyük bir alanı fotoğraflayabilmek için
geniş açı bir lensiniz de olursa şahane. Soğuk havada uzun süre vakit
geçireceğinizi düşünüyorsanız yanınıza yedek bir pil almak da iyi bir fikir
olabilir; malum hava sıcaklığı -30’larda dolaştığı için fotoğraf makinesinin
şarjı çabuk bitebilir. Kuzey ışıklarını fotoğraflarken kadraja girmeyi
düşünüyorsanız yanınıza küçük bir el feneri almanız da iyi bir fikir. Elbette
kat kat giyinmeyi, dışarıda vakit geçirecekseniz yanınıza termos vb şeyler
almayı unutmayın.
Fotoğraf makinesinin ayarları: Başlangıç için fotoğraf makinenizin şöyle ayarlayabilirsiniz; ISO: 1000,
pozlama 15 saniye, kalite raw, f’i en küçük değere ayarlayın (benim lensimde bu
imkan f/3.5 idi) ve lensinizi de manuel olarak sonsuza odaklayınız. Işıklar
hızlı hareket ediyorsa 10 saniye de yeterli olabilir yoksa fotoğraflar flu
çıkabilir; ışıklar yavaş hareket ediyorsa süreyi 20 saniyeye uzatabilirsiniz.
Gökyüzünü fotoğraflarken genellikle 20 saniyeden uzun pozlamalar tavsiye
edilmemekte, çünkü dünyanın hareketi sebebiyle yıldızlar bulanık çıkabilmekte.
İlk verdiğim ayarlarda fotoğraflarınız çok parlak ama net çıkıyorsa ilk olarak ISO
değerini azaltın derim, sonrasında pozlama süresini de kısaltabilirsiniz.
Kendiniz de fotoğrafta yer almak isterseniz durmak istediğiniz yeri seçip
kumanda ile pozlamayı başlatın ve sonrasında da pozlamanın herhangi bir anında
elinizdeki cep fenerini 1-2 saniyeliğine yüzünüze tutup kapatın. Fenerin açısı
ve kaç saniye açık tutmanız gerektiği gibi ayrıntılara karar vermek için Aurora
gözlemlemeye çıkmadan önce bu konuda alıştırma yapmanızı tavsiye ederim. Ayrıca
imkânınıza varsa cep feneri yerine fotoğraf makinenize harici bir flaş bağlar
ve fenerde olduğu gibi pozlama süresince bir anlığına flaşı çaktırırsanız daha
keskin ve güzel sonuçlar elde edebilirsiniz.
Size en önemli tavsiyem ise üçayağınızı ve
fotoğraf makinenizi önceden hazır etmeniz; böylece vakit kaybetmemiş olursunuz.
Daha ayrıntılı bilgi için şu İngilizce kılavuza
da göz atmak isteyebilirsiniz: https://www.davemorrowphotography.com/2014/10/how-to-photograph-northern-lights.html
Benim gördüğüm kadarıyla Kuzey Işıkları sonlanırken ışıkların rengi daha kırmızı bir hal alıyor... |
... Çünkü gördüğünüz üzere aynı açıdan, daha önce fotoğrafladığım bu karede o bir üst fotoğraftaki kızıllık/kavuniçilik yok. Zaten gökyüzüne kavuniçi hakim olduktan sonra da ışıklar gitti. |
Fotoğraflardaki Kuzey Işıkları Neden Gördüklerimden Farklıdır?
Pek çoğunuzun bildiği üzere fotoğraf
makinelerinin renk algısı gözümüzünkinden çok daha ayrıntılıdır. İşte o yüzden
fotoğraflarda gördüğünüz bazı renkleri çıplak gözle ayırt edemeyebilirsiniz. Yine
bu sebeple, gökyüzünün öylesine bir fotoğrafını çekerken sonrasında bir Aurora
yakaladığınızı fark edebilirsiniz. Örneğin ben biraz da bu sayede ışık
oyunlarının başlayacağını anladım. Kaldığımız kulübenin önünde durmuş fotoğraf
makinesi için test yapıyordum, o sırada gökyüzündeki bulutlar dikkatimi çekti.
Normal bulut gibi değil ama sanki sağdan sola uzanan ince uzun bir kuşak
gibiydi. Bu durum bana kuşkulu geldiğinden ve çıplak gözle göremesek bile kuzey
ışıklarını fotoğraflayabileceğimizi bildiğimden şansımı denemek istedim ve
aşağıdaki kareyle karşılaştım. Oysa ben bu kareyi çekerken karşımda kapkaranlık
bir gökyüzü ve şeridi andıran bir bulut kümesi vardı!
Kısacası her şüpheli anda fotoğraf
makinenize sarılmaktan kaçınmayın :) Ve tabii ki sürekli olarak vizöre yapışıp kuzey
ışıklarını çıplak gözle görme imkânını kaçırmayın. En önemli anılar fotoğrafını
çektiklerimiz değil de zihnimize kaydettiklerimiz oluyor. O yüzden doya doya
gökyüzüne bakın!
Bu yazının da sonuna geldik. Umarım
yardımcı olabilmişimdir ve kuzeye yapacağınız geziniz güzel & bol kuzey
ışıklı geçer :)
0 yorum:
Yorum Gönder