Bildiğiniz üzere 31 Ekim temel olarak
Amerika olmakla birlikte dünyanın hemen her yerinde Cadılar Bayramı olarak
kutlanıyor.
Cenevre de bu bayramın genel olarak kutlandığı
yerlerden biri, ancak bu yıla kadar ev partileri, grup partileri dışında büyük
bir hareketlilik görmemiştim (belki de bir kaç ay öncesine kadar büyük bir
binada oturmadığımdan). Bu yıl gerçekten de bir Cadılar Bayramı atmosferi
yaşadım. Akşam üzeri 7'den akşam 10'a kadar kapının önünde
şeker bekleyen
çocuklar hiç eksik olmadı. Artık annesiyle gelen 4 yaşında küçük prensesler mi
istersiniz, 17sine dayanmış hortlaklar mı, cadılar mı... Bir iki seferden sonra
ben de havaya girip 2 sene önce aldığım şeytan boynuzları ve melek haresinden
oluşan tacımı kafama takmıştım.
Gelelim şeker mevzusuna. Neyse ki evde
şeker vardı. Koca bir paket aldığımız, ama aldıktan sonra hoşumuza gitmediği
için bir köşeye bıraktığımız bir dolu şeker. İşte Cadılar Bayramı'nın yararı
buydu, evde istenmeyen şekerleri doğal yoldan geri dönüşüme kazandırmak. Alan
mutlu, veren mutlu. Ama ne yalan söyleyeyim, biraz daha çocuk gelseydi şeker
meker bulamayacaklardı, artık elma mı verirdik, havuç mu bilemiyorum.
Bu arada aklıma eski bayramlarda gelmedi
değil. Şeker bayramı mesela. Komşulardan şeker istenir, aynı mantık. Ama biz
şeker verilmeyince bağırmıyorduk sanırım. :) Şimdi kim hangi cesaretle çocuğunu
sokağa şeker toplamaya bıraksın. En azından İstanbul gibi büyük şehirlerde zor.
Herkesin geçmiş Cadılar Bayramı kutlu
olsun! :)
0 yorum:
Yorum Gönder