18 Eylül 2009 Cuma

Hayatın Cenevre Hali - 2

18 Eylül 2009 Cuma - 2 yorum
Evet, uzun bir aradan sonra birşeyler karamalaya karar verdim. Aslında anlatacak, anlatmak istediğim pek çok şey var Cenevre ve yaşam üzerine. Ancak hangi birini buraya sığdırabilirim gerçekten bilmiyorum :)

Kısa kısa başlıklar halinde deneyimlerimi aktarayım en iyisi.

-Bir kere Cenevre'deki bina kapılarında
zil yok. Yani apartmanın kodunu bilmiyorsanız (elektronik bir cihaz bulunmakta bina girişinde) o zaman içeri giremiyorsunuz, doğal olarak da içerideki dairelerin zillerini çalamıyorsunuz. (Ancak postacılar nasıl gelip içerideki posta kutularına mektup bırakıyor henüz çözebilmiş değilim)

-Cenevre Üniversitesi kültürel etkinlikler açısından gerçekten çok zengin bir üniversite. Üniversitenin pek çok spor ve kültürel etkinlik klübü var. Ayrıca geçtiğimiz salı günü yani ayın15inde Stephen Hawking okula gelip bir seminer verdi. CERN ile Cenevre Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği bir etkinlikti. Ben de katıldım seminere ancak inanılmaz yoğun bir katılım vardı; o yüzden semineri anasalonda değil, farklı bir fakültede seyretmek zorunda kaldım. Yine de gayet güzeldi. S. Hawking gelmiş geçmiş teoriler üzerine bir saatlik bir konuşma yaptı.

-Cenevre cidden küçük ama inanılmaz gelişmiş bir şehir. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere herşeyin merkezi burada toplanmış sanki. Çok da tedbirliler. Domuz gribi hakkında her yerde yazılar asılı. Otobüsler de, üniversitede, yoldaki tabelada, bankadaki veznede her yer de bir bilgilendirme yazısı var.

-Daha önceden de belirttiğim gibi burada herkes ya bisiklet kullanıyor, ya kaykay, ya paten ya da puset sürüyor. Özellikle iş giriş çıkışlarının yoğun olduğu saatlerde üzerinde takım elbise, başında kask, bacaklarında dizlik olaran ve gıcır kösele ayakkabılarla bisiklet süren iş adamları görebilirsiniz.

-Her yer grafiti kaynıyor. Bu, gerçekten de Cenevre'den beklemediğim bir performans. Bir binaya birşey çizilse hemen boyarlar diye düşünmüştüm.






-Geçen gün hesap açtırmak üzere Cenevre bankalarından birine gitti. Şu öğrenci başımayı bıraktım, gelecekte bir daha hesap açtırma imkanım olamayacak kadar lüks bir bankaydı girdiğim. Müşteriler ile tam gizlilik içerisinde ilgilenmelerini geçtim, bekleme salonundaki dersi koltuklar ve girişte resepsiyonun (başka ne diyebilirim bilemedim; ama bankada tam bir resepsiyon vardı) üstündeki büyü, kristal (daha aşağısı kesmez) avize oldukça etkileyici idi. Ne yazık ki fotoğraf çekemedim ama herhalde herhangi bir ajan, dolandırıcılık vs filminden İsviçre'deki bankaların içerikleri hakkında görüntüsel bilgi alabilirsiniz.


-Yolda yürürken Türkiye'den tanıdık motiflere rastlamanız olası. Mesela bir semazen gösterisi afişi yahut bir tramvayın üzerinde Türkiye reklamı görebilirsiniz.
Öte yandan pek çok kebapçı bulunmakta Cenevre'de. İsmi İstanbul olan mı istersiniz, Antalya mı? Bodrum mu? Efes mi? Ali Haydar ya da Ali Baba mı? istersiniz bilemeyeceğim. Ancak "Ali Kebap"ın afişi de görülmeye değer cinsten cidden. Şehrin pek çok yerinde bu afişlere rastlamanız olası.




- Şehrin pek çok yerinde çeşme var. Çeşmeler içilebilir su kaynakları. Bu çeşmeler sayesinde su sıkıntısı çekmeden rahatça yaşayıp gidebilirsiniz. Ayrıca evlerde akan musluk sularını da içebilirsiniz, hiçbir sakıncası yok. Pek yumuşak pek güzel tadı. Çeşmeler dışında bazı meydanlarda prizler bulunmakta. Bu sayede aslında elektrik ihtiyacınızı da bedava karşılayabilirsiniz.

- Ayrıca pek çok ilginç manzara görmek de olası. Mesela seksi mahkum kıyafetleri giymiş bir kadın ve erkeği bisiklet sürerken görebilirsiniz. Ya da üzerinde bir sürü rozet ve postit olan bir kaç rahibe görebilirsiniz (artık rahibeler miydi orası tartışılır. Ne yazık ki fotoğraflayamadım.)


-ETI (Ecole de Traduction et Interpretation - Sözlü ve Yazılı Çeviri Okulu) yani benim şuanda öğrenim görmekte olduğum kurumun binası, şehirdeki ender modern binalardan. Şehirde pek çok betnarme bina var ama dış cephesi camla kaplı olan binaların sayısı cidden az. Benim okulum da bunlardan biri. Henüz dıştan fotoğraflamadım ama içeriden çektiğim bir kaç fotoğrafını paylaşayım. Cenevreliler bu kampüsü hiç sevmemekte. Hatta "hapishane" yakıştırması yapanlar bile var.


-Şehrin merkezindeki parkta (aslında her yer de pek çok park var o yüzden Bastion parkı diyelim biz) reformasyon duvarı bulunuyor. Pek etkileyici olmamasına rağmen görülmeden gidilmemeli tabii.

- Reform Duvarının bulunduğu Bastions parıkında büyük taşlarla dama ve satranç oynayan pek çok insan da bulabilirsiniz.

-Şehrin bir diğer gezilmesi gereken yeri de Birleşmiş Milletler binasının bulunduğu Nations meydanı. Birleşmiş Milletler binasını da gezmek mümkün ama ben henüz gezmedim. Binanın önünde bulunan Nations meydanında bir bacağı kırık olan ve dünyada barışı sağlamanın ne kadar zor olduğunu sembolize eden bir sandalye bulunmaktadır.  Buarada belirtmekte yarar var BM'nin önü her zaman popüler. Bu hafta Nations'dan geçerken bir eyleme rast geldim. Tam konusunu bilmiyorum ama İranla ilgili birşeylerdi.

 

- Geçen hafta cuma günü yani bundan bir hafta evvel ERAMUS öğrencileri ve diğer değişim programı öğrencileri için Nations meydanına yakın bir binada bir parti yapıldı. Açıkcası hayatımda katıldığım en ilginç partiydi diyebilirim. Bir kere yer olarak çok ilginçti. Parti mekanına ilk varan kişilerden biri olarak bir korunun içinde kaybolma ve korku filmlerinden fırlamış ağaçların üstüme üstüme gelmesi gibi ilginç deneyimler yaşadım. Neyse 15-20dk sonra bir ERAMUS sorumlusu geldi de bize yolu gösterdi. Yani kaybolmamışız tabii ama parti olabileceğine imkan vermediğimiz bir binanın sığınak kısmı bara dönüştürülmüştü. Yani hemen altta resimlerini görmekte olduğunuz bina. Bu binayı eskiden Kofi Annan çalışma bürosu olarak kullanıyormuş.
Ayrıca bu parti sayesinde pek çok ülkeden insanla tanıştım. Daha da tanışmaya devam edeceğim sanırım. Bu partiler sürdükçe devam eder. Alman olsun, ispanyol olsun, ingiliz olsun, fransız, mısırlı ve hatta vietnamlı biriyle bile tanıştım :)


- Ayrıca yine geçen hafta ERAMUS öğrencileri için şehir de bir ralli düzenlendi. Gruplara ayrılıp çeşitli meydanlara gidip soruları yanıtladık ve bir kaç eğlenceli oyun oynadık. Mesela İsviçre'deki telefon kabinlerine aynı anda kaç kişi sığabilir? Sizin cevabınızı bilmiyorum ama bizim ki 12 oldu. Kabinin kapısı da güzel bir şekilde kapandı :D


- Yalnız bu kadar çabamıza rağmen 5 grup arasında 3. olabildik ve bir adet çikolata kazandık :D


- Cenevre Üniversitesi'nin bir diğer kampüsü olan Uni-Dufour binasının üzerinde pek çok ünlü ismin resmin renkli tablo resimlerini görmek mümkün. Bu resimlerim altında da Simon de Beauvoir'ın meşhur sözünü görmek mümkün. "Kadın doğulmaz, kadın olunur."


- Hani dedim ya Cenevre'de ilginç şeylerle karşılaşmak mümkün diye.... Geçen gün Media Markt'a gittim, elektronik eşya fiyatlarna bakmaya. Ve bir kere daha Cenevre'nin hiçbirşey konusunda ucuz olmadığını anladım. Cidden zaman kaybıymış gitmem, herneyse. Olay, Media Markt'de türkü çalıyor olması. Biraz enteresan bir türküydü artık neydi, nerenindi bilmiyorum ama Türkçeydi işte. Pek enteresan geldi. Müzik reyonu çalışanlarından biri Türk'dü herhalde.

- ERAMUS partilerini düzenleyen ESN Genève grubu oldukça aktif buaralar. Mesela çarşamba günü de bir parti vardı ismi "skandal" olan bir barda. Haftaya da Lozan'a gezi düzenliyorlar. Haftaya cumartesi günü Lozan'da müze günüymüş. Öğlen 2den gece 2ye kadar tüm müzeler açıkmış. Onları ve şehri gezme üzerine kurulu bir tur olacağını tahmin ediyorum. Gitmek istiyorum ama baklım enteresan bir olay gerçekten.

-Öte yandan okulda derslerim başladı tabii ki. Bir hukuk dersi seçmişim. Aman aman... Terminoloji göreceğiz diye beklerken karşıma uluslararası hukuk yasaları çıktı. Umarım hallederim. Onun dışında şimdilik girdiğim dersler pek güzel, hocalar pek şeker (ki hukukun hocası da pek espritüel dersleri eğlenceli geçiyor yani)

-Geçen hafta pazar günü bir de Botanik Parkına gittim. Gerçekten çok güzel düzenlemişler parkı. Hayran kaldım. Oldukça büyük bir alana kurulu. Zaten Cenevre botanik parkı gibi ama olsun; bir de üzerinde bilgilendirici tabelalar olan ağaç, çiçek ve böcekler görmüş olduk :)

- Parkteki bilgilendirme tabelaları oldukça ilginç. Üzerinde bilgi yazılı olan panoların çeşitli yerlerinde bulunan kutu şeklindeki deliklerden baktığınız zaman, pano üzerinde bilgisi yazılan ağacı, çiçeği, taşı görebiliyorsunuz. Ayrıca parkın çeşitli yerlerinde bulunan harekete duyarlı hoperlörler siz yanından geçerken etraftaki ağaçları anlatıyor ve gerekli bilgileri veriyor.



 -Parkta pek çok bitki türünü görmek mümkün. Buna karnivor yani etçil bitkiler de dahil. Kendilerini bişi yerken göremedim ama en kısa sürede et atmayı planıyorum arkadaşlara :lol:


- Pakta Kış bahçeleri, yaz bahçeleri ve çeşitli seraları görmek mümkün. Bazı seraların içine girikten sonra merdivenle çıkıp bitkilere yukarıdan bakma veya bitkilerin yukarıdaki çiçeklerini inceleme imkanınız var.

 

 - Parkta hayvanların bulunduğu alanlarda var. Mesela aşağıdaki resimlerde sırasıyla:
*Baba geyik
*Ürkek ceylan
*Şaşkın ördek
*Siyah kuğu(arkadaş sürekli yıkanma halindeydi yarım saatte çekebildiğim en kuğuya benzer fotoğrafı bu)
*İstifini bozmayan bay tavuskuşu (bi kere açsa kanatlarını ölür)
*Ördeksel çeşitlilik  (artık ayrı ayrı isimlerini bilemiyorum. ördek işte hepsi :lol: )
*Manyak ördek(anladık suya dalmaya hevesi var ama kıçı havada kalıyor habire.) ve
 *Manyak ördek ve flamingo ikilisini görebilirsiniz.




- Bunlar da partaktan diğer kareler:

-Biraz da şehrin çeşitli yerlerinden resimler ekleyeyim ve bugünlük yazıma son vereyim. Çok yazdım zaten yeter :D sonuna kadar okuyan yoktur herhalde ama teşekkürler he he
Resimler. Sırasıyla :
*Bastions parkının yukarıları. Sonbahar yapraklarıyla süslü yol
*Yolun sonunda, eski şehre girişi sağlayan yerlerden biri.
*Eski şehir içersindeki binalardan birinin avlusu
*Bina (yapma ayçiçeği tabii ki pencerelerdekiler )
*Eski şehir içersindeki binalardan birinin avlusu
*Yol
*İsviçre'de ulaşım sistemine örnek
*Meşhur çiçek saatin uzaktan görünüşü (yanından geçerken fotoğraflamayı unuttum laflamaktan. Böyle uzaktan oldu şimdilik idare ederin zaten mevsime göre renk değiştiriyormuş :D
*Güzel pencereli bir ev
*Güzel çatıkatlı bir ev
ve
*Müzik okulunun çatısına ait bir kare.



2 yorum:

  1. Yaşamak istediğim şehir hakkında ilk kez bu kadar çok bilgi edinebildim.Çok teşekkür ederim!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yardımcı olabildiysem ne mutlu :) İlginiz için ben teşekkür ederim.

      Sil