Madrid’in batısında kalan 145bin nüfuslu
Salamanca, tam bir öğrenci şehri. Elbette sadece öğrenciler için değil,
turistler için de bir cazibe merkezi. Bazı kısımları inişli çıkışlı olsa da
kolayca yürüyerek gezilebilecek, şehrin bir ucundan diğer ucuna gidişinizin
20-30 dakikayı aşmayacağı bir yer burası. Elbette tarihi/turistik kısım için
konuşuyorum, yerleşim alanları şehrin dışına doğru uzanıyor.
Öncelikle Madrid’den Salamanca’ya nasıl
ulaşabileceğinizden bahsedeyim. Trenle ulaşım yaklaşık 1 saat 40 dakika
sürüyormuş, özel arabayla ise yaklaşık 2 saat sürüyor. Biz, toplam bilet ücreti
araba kiralama ücretini geçtiği için arabayla gitmeye karar verdik. Sürüş
oldukça rahattı. İspanya’nın orta bölgesi genellikle düz. Her yerde ovalar ve
tarlalar var, ancak bu sizi yanıltmasın yükseklik olarak da 600 metrenin altına
pek inilmiyor. Yol üzerinde fazla şehir yok. Dilerseniz Avila’da mola
verebilirsiniz. Orası da oldukça güzel bir şehir diyorlar, özellikle sapa
sağlam duran surları fazlasıyla gösterişliymiş, biz otoyoldan geçerken gördük,
ancak çocuklu olunca durmaktan vazgeçtik.
|
Fark ettiğimiz kadarıyla İspanya'da (en azından bu bölgede) ana şehirler arasında yerleşim yeri pek bulunmuyor. Yerleşim yerleri daha çok büyük/ana şehirlerin çevresinde kümeleniyor, o yüzden yol boyunca evlerden çok dağ tepe görüyorsunuz. |
Gelelim
Salamanca’ya… Konaklama ve yemek hakkında fazla bilgi veremeyeceğim, çünkü
eşimin işi sebebiyle gittiğimiz için üniversite yurdunda konakladık. Sabah
kahvaltılarımızı ve öğle yemeklerimizi de orada yedik/kendimiz pişirdik. Ancak yine de tavsiye edebileceğim üç
merkezi lokanta var.
Delicatessen
& Café, La Espada ve Café Bar Mandala. Aralarında en ucuz ama
en az İspanyol olanı Mandala, musakka falan yiyebilirsiniz. Anladığımız
kadarıyla sadece menü üzerinden çalışıyorlar. Yani bir ara, bir ana ve bir de
tatlı seçebileceğiniz tek bir seçenek var. Galiba 18€ civarındaydı menü fiyatı.
Delicatessen ucuz sayılabilecek bir lokanta, 15€ civarındaydı ana yemekler. La
Espada aralarında hem en pahalısı hem de en İspanyol mutfağını temsil edeni.
Bizi götüren arkadaşlar lokantanın tapas vari olduğunu söylemişti, ancak tapas
kısmını tam anlayamadık. 5 kişiydik, hemen herkes bir tabak yemek seçti, sonra
da hepimiz bölüştük, böyle bir tapas uygulandı. Ancak gelen yemeklerin miktarı
masadaki kişi sayısına göre mi ayarlanıyordu, yoksa gerçekten kocaman mıydı
tabaklar onu tam anlayamadık.
1218’de kurulan Salamanca Üniversite’si
İspanya’nın en eski (aslında ikinci en eskiymiş ama Palencia Üniversitesi yok
olduğu için en eski unvanını elinde bulunduruyor), Avrupa’nın ise Bolonya,
Paris, Oxford ve Cambridge’den sonra en eski beşinci üniversitesiymiş. Açıkçası
ne yalan söyleyeyim Salamanca’ya adım atmadan önce bir üniversitesi olduğunu
bile bilmiyordum. Bu arada “Paris Üniversitesi ne?” diye soranlarınız olabilir,
Paris Üniversitesi 1971 yılında 13 ayrı üniversiteye bölündüğü için günümüzde
girebileceğiniz “tek bir” üniversiteyi temsil etmiyor. Bu bakımdan düşününce
aslında Salamanca’nın Avrupa’nın da dördüncü en eski üniversitesi olduğunu
söyleyebiliriz demek ki :D
Üniversitenin kapısı oldukça heybetliydi.
Üzerinde de pek çok oyma var. Bu oyma motiflerin arasında küçük bir kurbağa da
var. Zamanında bu kurbağayı bulanlar üniversiteye sınavsız girebiliyormuş :D
Kapının sağ üstüne doğru, bir kafatasının üzerinde duruyor kurbağacık. Bu arada
dilerseniz üniversiteyi gezebiliyormuşsunuz ama 10€ diyordu internette, o
yüzden biz gezmedik, zaten en güzel kısmı da kapısı gibiydi :)
Kapının üzerindeki işlemelerin bir kısmı:
|
Ve işte, meşhur kurbağacığın olduğu kısım, bakalım siz görebilecek misiniz? |
Bu arada sokaklarda özellikle pek çok
Asyalı göreceksiniz. Çoğunluğu Salamanca’ya Japonya’dan dil öğrenmek için gelen
öğrenciler, çünkü Japonya’da en iyi İspanyolca’nın Salamanca’da konuşulduğu
söyleniyormuş, ben pek emin olamadım, ama öğrenci ortamı olarak güzel olduğu
kesin :D
Peki Salamanca’da nereleri gezmek lazım?
|
Bu binanın adı Fonda Veracruz imiş. 20'nci yüzyılın ortasına kadar han/konak olarak kullanılmış. Günümüzdeyse sanırım turizm otelcilik okulu gibi bir görevi var. Biz tesadüfen yanından geçerken gördük, çok hoş bir bina gerçekten. |
Çocuklu bir aileyseniz ne yazık ki çevrede fazla çocuk parkı imkanı olmadığını söylemem gerek. Ben internetten görebildiğim kadarıyla şehirde bulunan 3 parkı ziyaret ettim kızımla birlikte. İlkinde (hastaneler tarafına yakın olan,
Campo de San Francisco'nun içinde kalıyor) çalışma vardı, oyun parkı kapalıydı. İkincisi neredeyse şehir merkezine düşüyor, hemen
Palacio de la Salina'nın yanında,
Parque Colón'un içinde. Fena bir park değildi, ancak oynayacak fazla şey yok, 1,5 yaşındaki kızım bir yerden sonra sıkıldı. Yine de bir süre bizi idare etti. Üçüncü park ise şehrin biraz dışında kalıyor (
Parque de Los Jesuitas). Şehir merkeziyle parkın arasından demiryolu geçtiği için biraz fazla yürümek gerekiyor giriş kapısına ulaşabilmek için. Hava sıcakken gitmeyi düşünmeyin derim, yolda fazla gölgelik kısım yok. Ayrıca çocuğunuz 3 yaşından küçükse de park alanı pek ideal değil. Sürekli çocuğu kontrol etmeniz gerekiyor, ayrıca kaydıraklar falan da biraz fazla tehlikeliydi. Parkın tek güzelliği küçük bir göle sahip olmasıydı. Göldeki ördeklerle vakit geçirdik biraz :)
Eski ve Yeni Katedral (Catedral Vieja y
Nueva) belki içi değil ama dışı görmeniz gereken bir katedral. Ben içine de
girdim ama pek beğenmedim. En azından 7€ vermeye değmezmiş, onu gördüm. 7€
fiyata katedralin kulesine çıkmak dahil sanıyordum ama değilmiş, tepeye
çıkmak istiyorsanız girişi başka noktadan ve biletleri yaklaşık 3€. Bu
katedrallerin özelliği yan yana inşa edilmiş olmaları. Yani yeni katedrali
yaparlarken eskisini yıkmak ya da yeniden düzenlemek yerine yanına bir tane
daha yapmışlar. Eski kısım 12’nci yüzyılda, yeni kısım ise 16-18’inci yıllar
arasında inşa edilmiş. İçeriden iki bina arasında geçiş sağlanıyor.
|
İki katedralin birbirine kenetlendiği nokta. |
Katedralin içinden kareler:
Alttaki fotoğraflar eski katedrale kısmına ait:
Katedralin en ilgi çekici kısmı ise
şüphesiz kapısı. Daha doğrusunun kapısının yanındaki taş motifler, bu sefer
karşımıza bir kurbağa değil ama dondurma yiyen ejderhamsı bir canavarla bir
astronot çıkıyor. Evet! Astronot. Kilise kapısında astronot görmek kimin aklına
gelir? Kiliseyi benzerlerinden ayrın bu astronot ve canavar 1992 yılındaki
yenileme çalışmaları sırasında eklenmiş, ancak o kadar doğal yapmışlar ki ilk
bakışta göremiyorsunuz. Zaten özel olarak aramıyorsanız görmeniz de biraz zor.
|
Astronotla canavarı görebiliyor musunuz? Bu mesafeden biraz zor... |
|
Peki ya şimdi? |
|
Şimdi? |
Bu küçük ayrıntılardan sonra şehirde en
beğendiğim yapı Roma köprüsü oldu. Doğru düzgün fotoğraflayamadım ama oldukça
uzun bir taş köprü bu.
|
Botanik bahçesinden köprüye bakış. Köprü ağaçların arasından uzayıp gidiyor aslında, pek belli olmuyor fotoğrafta. |
|
Roma köprüsünden başka, daha modern bir köprüye bakış. |
|
Yine Roma köprüsünden katedrali fotoğrafladım |
Escuelas Menores de la Universidad de
Salamanca’ya hemen Üniversite’nin giriş kapısının açıldığı küçük meydandan
giriliyor. Oldukça şirin bir avlusu var, gezmenizi tavsiye ederim.
|
Şu heykelin olduğu avlu, ileride solda kapısı. |
Palacio de la Salina’yı tesadüfen yoldan
geçerken gördüm ve içine girip fotoğrafladım, geçerseniz girin derim.
Convento de San Esteban, Convento de las Dueñas,
La Casa de las Conchas ve Plaza Mayor gezebileceğiniz diğer önemli noktalar. Convento de San Esteban’ın içi ne kadar
albenili bilemiyorum ama kapısı bayağı ihtişamlı. Convento de las Dueñas’ın
içine girmek istiyordum ama bir türlü saatleri denk düşüremedim. La Casa de las
Conchas’ın önünden kaç kez geçtim bilmiyorum, şehrin merkezi oraya denk düşüyor
sanırım :D Nereye gitsem önünden geçiyordum. Plaza Mayor biraz hayal kırıklığı
oldu çünkü meydanın ortasına konteyner gibi şeyler kurmuşlardı, doğru düzgün ne
görebildik ne de fotoğraflayabildik.
Convento de San Esteban:
Convento de las Dueñas:
La Casa de las Conchas:
Plaza Mayor:
Kısacası Salamanca günübirlik
gezebileceğiniz bir şehir ancak her ayrıntısına dikkat edip, sindirerek gezmek
isterseniz iki üç gün ayırabilirsiniz.
İyi gezmeler!
0 yorum:
Yorum Gönder