Oslo’da kaldığımız sürenin büyük bir
kısmını Holmenkollen’deki konferansda geçirdik. Bu yazıda sizlere Holmenkollen
(ve doğal olarak Oslo) çevresinde yapabileceğiniz kış aktiviteleri hakkında
bilgi vermeye çalışacağım.
Holmenkollen Oslo’nun merkezine trenle
20-25 dakika mesafede. Bu sayede Oslo’nun merkezinde konaklayıp günübirlik
Holmenkollen’e gidip gelebilirsiniz. Tabii yapacağınız aktiviteye göre gidiş
noktanız Holmenkollen’den başka bir yer de olabilir. Ancak herhalükarda trenle
ulaşım mevcut. Oslo hakkındaki yazımda da belirttiğim üzere tek yön bilet
30NOK, günlük bilet ise 90nok. Özellikle kızakla kaymayı düşünüyorsanız günlük
bilet almanızı tavsiye ederim.
Eğer Holmenkollen'de konaklamayı düşünüyorsanız tek yer sanıyorum ki Holmenkollen Park Hotel. Biraz tuzlu. Dilerseniz haftasonları brunça da gidebiliyorsunuz. Açık büfelerinde fazlaca çeşit var, tatmin edici. Özellikle somon balığını her türlü formda yemeniz mümkün (püre, soğuk, sıcak, salatada, yemekte, bütün olarak vs..)
Otele dıştan bakış:
Aman sarkıtlara dikkat, özellikle ikinci fotodaki gibiler ölümcül olabilir:
Holmenkollen Kayak Müzesi ve Kayakla Atlama Kulesi (Ski Jump Tower)
Eğer “Ben kaymayı bilmiyorum, kayaklı koşu
ya da kızak da yapmayacağım, Holmenkollen’e çıkmaya gerek var mı?” diye
soruyorsanız, size tavsiyem çıkmanız yönüne, çünkü Holmenkollen’den, güzel bir
havada Oslo’ya tepeden bakmak gerçekten de hoş.
Dilerseniz kayakla atlama kulesinin
tepesine de çıkıp biraz daha yüksekten etrafa bakabilir, “yahu bu insanlar
manyak mı nasıl atlıyorlar buradan kayakla” diye düşünebilirsiniz. “Yok o kadar
da manyak değiller, gayet normaller” diye düşünüyorsanız sanırım siz de çıkıp
atlayabilirsiniz.
Kayakla atlama kulesinin tepe noktası |
Tepe noktasına yakından bakış |
Müzeye girmeden de atlanılan noktaya bakmak mümkün |
Ancak yukarı doğru bakmak isterseniz kule bombe yaptığından tepe noktasını göremiyorsunuz. |
Kuleye çıkmak için kayak müzesine girmeniz
gerekiyor. Geçekten kayak tutkunu değilseniz müze biraz sıkıcı onu söyleyeyim,
bir de pahalı. 15-20 euro gibi bir giriş ücreti var, kuleye çıkmak fiyata dahil.
Ancak hediyelik eşya dükkanında uygun fiyata biblolar vs. bulmanız olası.
Tepeye füniküler gibi bir asansörle çıkıyorsunuz. |
Tepe noktasından atlama pistine bakış. Sanırım neredeyse 90 derece :) |
Kraliyet uşakları Norveç Prensi IV. Haakon'u (bu da Hakan demek herhalde:p) 1206 kışında güvenli bir yere taşırken. Vikingleri böyle kayak üzerinde hayal etmemiştim hiç :D |
Müzede böyle bir sürü kayak görebilirsiniz. |
Kayaklı Koşu (Cross-country skiing)
Norveç’in milli sporu Kayaklı Koşu. Kayak bilmeseniz
dahi rahatça öğrenebileceğiniz ve tehlikeli olmadığı söyleniyor, ancak
kaslarınızın kuvvetli olması gerektiğini de ekliyorlar. Neredeyse düz bir yolda
gittiğiniz için ya da hafif tepeleri tırmandığınız için sürekli kendinizi
çubuklarla ittirmek zorunda kalıyorsunuz anladığım kadarıyla.
Holmenkollen ve çevresinde kayaklı koşu yapabileceğiniz pek çok nokta bulunuyor. Dilerseniz otellerin çevresinden koşuya başlayabiliyor, ya da Voksenkollen durağından otobüsle ulaşabileceğiniz Vinterpark’a giderek kayaklı koşu yapabiliyormuşsunuz. Muş diyorum, çünkü biz denemedik. Ancak anladığım kadarıyla Vinterpark dışındaki yerlerde yolunuzu biraz kendi kendinize bulmak zorundasınız, hava bu vakitlerde erken karardığı için dikkatli olmakta fayda var.
Holmenkollen ve çevresinde kayaklı koşu yapabileceğiniz pek çok nokta bulunuyor. Dilerseniz otellerin çevresinden koşuya başlayabiliyor, ya da Voksenkollen durağından otobüsle ulaşabileceğiniz Vinterpark’a giderek kayaklı koşu yapabiliyormuşsunuz. Muş diyorum, çünkü biz denemedik. Ancak anladığım kadarıyla Vinterpark dışındaki yerlerde yolunuzu biraz kendi kendinize bulmak zorundasınız, hava bu vakitlerde erken karardığı için dikkatli olmakta fayda var.
Kayak
Kayak yapmak için sanıyorum tek seçenek Vinterpark’a
gitmek. İnternette Vinterpark’ın birkaç krokisi mevcut. Her seviyeden pist var
gibi duruyor, ancak pistler çok çeşitli ve uzun görünmedi gözüme. Tabii ki konunun
uzmanı değilim, ya da gidip görmedim ancak İsviçre’deki pistlerle
karşılaştırılınca, hele bir de acemiyseniz çok da albenili durmuyor Vinterpark.
Sanıyorum kayakla kayılan yerde snowboard da yapılabiliyordur.
Vinterpark
Vinterpark’a ulaşmak için, yukarıda da yazdığım gibi
trene binip sondan bir önceki durakta, sanıyorum Voksenkollen’de inip sizi
parka taşıyacak otobüslere binmeniz gerekiyor. Parka giriş ücreti yaklaşık
olarak 35 euro idi. Sabah erken saatte giderseniz bir takım indirimler oluyor sanırım
(örneğin sabahtan 10-12 arası parkta kalmak için), ancak onun dışında “ben
sadece öğleden sonra geldim kaymaya, yarım gün fiyatı istiyorum”
diyemiyorsunuz. Elbette 35 euroya kayak malzemeleri dahil değil. Sanıyorum sırf
malzemeler için her şey dahil (kayak, kask, bot, çubuklar...) yaklaşık olarak
40-50 euro ödüyorsunuz günlük olarak. Belki şehir merkezinden bir yerden
kiralayıp yukarı çıkarsanız daha kârlı olabilir. Araştırmakta fayda var.
Kızakla Kaymak
Sanıyorum Oslo ve çevresinde yapabileceğiniz en eğlenceli aktivite kızakla kaymak. Bunun için yapmanız gereken trenle son durağa (Frognerseteren) çıkıp kaymaya başlamak! Kızak pistine girmek için herhangi bir ücret ödemiyorsunuz. Kızak kiralamak ise günlük 135NOK.Bu noktada dikkat etmeniz gereken şey kızağı nereden kiralayacağınız. Şehir merkezindeki fiyat ve şartları bilmiyorum, ancak yukarıda kiralayabileceğiniz 2 yer bulunuyor.
- Biri trenden indikten sonra aşağı devam edip sağa saparken solunuzda ağaçların arasında, ışıklandırılmış tabelasını göreceğiniz kızak kiralama yeri. Biz buradan kiralamadık. Ancak kiralayanlardan öğrendiğim kadarıyla kızak kiralamak 170NOK ve buna kask dahil değil. Dahil edebiliyor musunuz ondan da emin değilim.
- İkinci yer ise bu ağaçlar arasındaki yere sapmadan direkt aşağı devam edince, hemen birkaç metre ötede yol göreceksiniz. O yolun karşısındaki tahta binada satılan kızaklar. Biz buradan kiralamıştık. Yanlış hatırlamıyorsam 135NOK ödedik ve fiyata kask dahildi.
Bu da nereden nereye kaydığınızı görmeniz açısından bonus :p |
Peki kızakla kaymaya başladıktan sonra ne oluyor? Kızakla kaymak tehlikeli mi?
Bu kızak pisti aslında Olimpiyat oyunları için
düzenlenmiş. O yüzden yaklaşık olarak 2km ve 10-15dakikada kayıyorsunuz.
İlk defa kızakla kaymış biri olarak fazlaca
eğlendiğimi söyleyebilirim. Ancak ne kadar çoluk çocuk herkes kaysa da dikkatli
olmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Mesela ben ayaklarımı yerden doğru düzgün kesemedim,
sürekli bir frenleme yaptım ayaklarımla yoksa çok hızlı kayıyormuşum gibi geldi
(nitekim hızınız saatte 60km’ye kadar rahatça çıkabiliyormuş bu pistte). Bazı
yerlerde tümsekler yapmışlar, bir kısmı yüksekçe, havalanıp tekrar yere
oturuyorunuz, biraz bel mel haşat oluyor o arada, o yüzden bel, sırt
probleminiz varsa sakın binmeyin derim. Bir de bir iki noktada keskin dönüşler
var gibi geldi, oradan aşağı düşersek uçurum yok gibi, ancak o yöne giderseniz
bir kaç metre düşmüş olacaksınız, bir tarafınız kırılabilir. Özellikle bu gibi
durumlar için mutlaka kask takın. 15 Dakika kaydıktan sonra Midtstuen tren istasyonuna
varıyorsunuz. Buradan tekrar trene binip yukarı çıkabilir, tekrar tekrar kayıp
yukarı çıkabilirsiniz. Trenle iki durak arası 20 dakika sürüyor. Eğer bir treni
kaçırırsanız sonraki tren 15 dakika sonra. Aşağı kaymak için gideceğiniz
noktaya yürümek 10 dakika ve aşağı kaymak da 15 dakika dersek bir tur yaklaşık
45dakika - 1 saat sürüyor. Biz 3 saat içinde 3 tur yaptık. Yukarı kızağı
bırakıp tekrar Holmenkollen’e dönmekle birlikte 4 saat sürdü kızak maceramız. Biz çekemedik ama şöyle de bir video varmış
youtube’da (başkaları da var tabii), bakmak isteyenlere.
Son olarak şunu da belirteyim, kızakla kaymak için en uygun zaman yeni kar yağdığı zamanmış. Yoksa buz tutmuş bir pistte frenlemek ve dönüş yapmak zor. Ayrıca mümkünse haftaiçi öğlen vaktinde kaymaya gidin, yoksa akşamüzeri ve haftasonu pistler deli gibi kalabalık oluyor. Kızak pisti gece 22’ye kadar açık. Biz kaymaya başladığımızda saat 14 idi ve bizden başka kayan yoktu. İkinci kayışımızda sadece bir aile, üçüncü kayışımızda 3-5 grup vardı. Yukarı, kızakları bırakmak için son çıkışımızda ise trende oturacak yer bulmakta güçlük çektik, bir sürü çocuk vardı okuldan sonra kızakla kaymaya gelen :)
Sauna
Aslında bunun direkt Holmenkollen ya da kayakla bir ilişkisi yok. Ayrıca her ne kadar Norveçliler benimsemiş olsa da Finlandiya’da çok daha popüler (ya da geleneksel) olması lazım (nitekim biz de Fin Hamamı deriz Sauna için). Ancak Oslo yazımda bahsetmediğimi hatırlayarak buraya ekleme gereği duydum. Saunalara girerken dikkat etmek gereken bir kaç şey var onları sizinle paylaşmak istiyorum. Sonra karşılaşırsanız şok olmayın diye :p- Bir kere saunaya anadan doğma girmeniz gerekiyor. Öyle mayodur, havludur kimsenin taktığı yok. Ben de o sıcakta özellikle mayonuz erir diye düşünüyorum.
- Merak etmeyin, kadın ve erkekler için saunalar ayrı.
- Sanıyorum 30-35’dakikadan fazla saunada kalmamak gerekiyor. Zaten o kadar bile dayanabilmek başarı bence. Mesela ben kapıyı açtım, içeri girdim, şöyle bir etrafa baktım ve nefes alamadığıma kanaat getirip dışarı çıktım. Genellikle içeride saat bulunuyor, girerken kontrol etmeyi unutmayın.
- Saunadan sonra deniz, havuz, göl gibi soğuk bir suya girip tekrar birkaç dakikalığına saunaya dönmek adetten. Ancak saunadan koşup deli gibi gidip bu soğuk sulara atlamayın. Yoksa beyin travması geçirmeniz olası; çünkü o kadar sıcağa maruz kaldıktan sonra kafanızı soğuk suya sokmamanızı tembihliyorlar. Yani başınız dışarıda kalacak şekilde yüzeceksiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder