6 Aralık 2024 Cuma

Sanırım blog’uma sık sık yazma isteğim hayalden ibaret kalacak. Son yazımın üzerinden yine 9 ay geçmiş. Neyse yılı tek yazıyla kapatmamak için bir atağa geçip bu metnin başına oturdum. Hoş, fazla uzun bir metin olmayacak ama belki “Harita Üzerinde Balonla Beş Hafta” yazımdaki, okurlara ek bir kaynak vazifesi görür.

Bu seferki harita paylaşımım, 2022 Kasım ayında İthaki Yayınları’ndan çıkan İnatçı Keraban üzerine.

Balonla Beş Hafta gibi bu kitabı da Türkçeye ilk kez çeviren kişi ben değilim; ancak Balonla Beş Hafta’dan farkı, onun kadar yankı uyandırmamış ve nedense dışlanmış olması. Aslında epey de eğlenceli, üstelik de bizim coğrafyamızda geçen bir kitap İnatçı Keraban. 

Tütün tüccarı olan Keraban Ağa, Üsküdar’da yaşamakta, Avrupa yakasındaki yazıhanesine gitmek için her gün kayığa binmektedir.  Günlerden bir gün, Keraban Ağa yazıhanesindeyken, Boğaz’dan geçecek kayıklara, geçiş vergisi getirilir (tıpkı Boğaz Köprüsü ücreti gibi); bu vergiyi ödemek istemeyen Keraban Ağa, aynı gün kendisini Hollanda’dan ziyarete gelen iş arkadaşı Van Mitten ve onun uşağı Bruno ile birlikte Karadeniz’i turlayacakları büyük bir maceraya atılır. Bir yandan da yeğeni ve tek varisi Ahmet’in nikâhı için gün sayılmaktadır.

Türkiye’yi ziyaret etmediği bilinen Jules Verne, bu kitabından Türkiye coğrafyasıyla ilgili o kadar isabetli yorumlarda ya da aktarımlarda bulunuyor ki insan yer yer hayrete düşüyor. Jules Verne’in kitaplarını ansiklopediler ve gezi günlükleri gibi kendisinden önce yazılmış bilgilere dayandırdığı bir gerçek olsa da, Türkiye’de hiç bulunmamış olsa bile muhakkak bir Türk arkadaşı olmuş diye düşünmeden edemedim.

İnatçı Keraban’ı çevirirken zamanımı en çok alan kısım, yer adlarıydı. Bu arada “zaman almak,” derken beni sıktığını düşünmeyin, aksine epey hoşuma gitti. Öyle ki, “aaa burası neresiymiş, yanında ne varmış, şimdi hangi ülke sınırları içinde kalıyor acaba?” diye araştırmaktan zaman geçip gidiyordu.

Yer adlarına doğru karşılıkları bulduğumdan emin olmak için kendime bir harita oluşturup Keraban Ağa’nın güzergâhını işaretledim. Olaylar Osmanlı zamanında geçtiği için, Balkanlardaki pek çok yer adı, günümüzden farklıydı (İstanbul yerine Kostantiniyye kullanımına sadık kalamam da bu nedenle); Karadeniz’deki pek çok yer adı d
a henüz değişmemiş, Lazca ya da Pontusca adları korunmuştu. Dönemin ruhuna ters düşmemek için yer adlarını o zamanlar kullanıldıkları gibi bıraksam da, okurların bu kasabaların günümüzde nerelere karşılık geldiklerini anlamaları açısından dipnotlara başvurdum.

Kitap 376 sayfa, göründüğünden daha çabuk okunuyor çünkü çok fazla diyalog var. İnatçı Keraban hakkında daha ayrıntılı bilgi için İthaki’nin sitesini ziyaret edebilirsiniz: Bağlantı

Gelelim hazırladığım haritaya. Konusu itibariyle üç aşağı beş yukarı Keraban Ağa’nın nerelerden geçebileceğini tahmin edebilirsiniz, ama sürprizbozan olmasın diye ben haritayı bu sayfaya eklemeyecek, bağlantısını vereceğim (İnatçı Keraban harita bağlantısı)

Umarım ilginizi çeker 😊

Harita ve / veya kitapla ilgili görüşlerinizi yorum olarak bırakabilirsiniz.

İyi okumalar!